aslında devrimcidir feyzo. köyünün sorunlarını çözmeye çalışırken tek başına kalmış, cezalandırıldığında * diğer bütün devrimciler gibi halkı tarafından ceza korkusundan dolayı yalnız bırakılmış, köyünden her kovulduğunda şehire gidip yeni bilgiyle donanıp kürkçü misali gibi yine köyüne dönüp köyünü dönüştürmeye çalışan, eziyeti, kulun kula kulluğunu yok etmeye meyilli bir adamdır feyzo. başlık parası, marabalık, ağalık, mollalık, ırgatlığa, cehalete * başkaldıran bir adam.
Türkiye' nin acı portresine komedi dram tarzı bakan, ağalık düzenine başkaldıran, toprak reformunun savunucusu bir filmdir bu film.
izlerken kızamıyorsunuz ağaya bile çünkü o da okumamış babasının hazır topraklarına ve insanlarına konmuştur o da doğru düzgün okuma yazma bilmez, hatta o derece vurdumduymaz cahil bir ağadır ki köylü çukurova işçileri gibi günlük 100 tl ücret isterken ağa ben sizin öbür dünyanızı düşünüp camii yaptırıyorum nankörler diyebilmiştir, sapla samanı ayıramayacak hem kel hem fodul hem cahil hem kurnazdır.
Kadınlar bu düzende film tabiriyle mal gibi alınır satılır söz söyleme hakkı yoktur. Öküz kadar değeri yoktur onların, feyzo nun annesi feyzo ya ona vereceğin parayla öküz alırık demektedir, kadının yeri bu anlamda sofrada yine öküzden sonradır.
Köyün ağa, tüccar *, molla * üçgeninde nasıl inim inim inlediğini görürsünüz bu filmde. köyün imamının bile ağadan yana ağırlığını koyması, hak yerine güçlüyü seçmesi köylüye yaşama şansı hiç bırakmamıştır, tüccar zihniyeti ağır basmıştır onun da.
bu film züğürt ağa filminden çok farklıdır, lakin sefil bilo, davaro gibi filmler ise bu filmin yeni öğeler eklenmiş türevleridir.
atıf yılmaz' ın gözünde ne kadar büyümüşse bu karakter bizim gözümüzde daha büyümüştür aslında.
Duygusaldır feyzo, dramatiktir film, komediden ziyade. üzer hepimizi filmi bitirdiğimizde çocuk yumruğu kalır boğazımızda, bizim sahip olduklarımız onların sahip olamadıkları bizi utandırmaya ve seyirci olarak düşündürmeye sevk eder. Çok ağır siyasi taşlama olan bu film bu işin sonu neye varırı düşündürür bize.
Uzatmayacağım filmin sonunda feyzo gibi bir devrimcinin hakim karşısında son sözleri gözlerimizden çıkacak olan nemi adeta buharlaştırıp içimize katar, o bir damla gözyaşı da akmadığı için kalbimize batar :
SUÇ KiMDE?
-''Yalanım yok, bütün işler bu minval üzere olmuştur hekim beyim.
Maho Ağa ölmüştür. O ölmüştür, başka ağa gelmiştir, köyümüzün başına.
Haber almışım, herkes maho Ağa' yı arar olmuştur. Bu işin sonu neye varır ben bilmirem.
Sen devletsin, sen bilirsin. Gayrı hükmü sen ver kurban. Suç kimde?''