iyi gününde başında bok sineği gibi pinekleyen, kötü günlerde ise kapınızı çalmayan, hatta yolda görünce yolunu değiştiren akrep sürüsüdür.
biliyorum dinen sıla i rahim'i terk etmemek gerek ama benim akrabalarımın ardından gidilecek tarafları yok ki. iyi günlerimde ellerine tutuşturduğum tomar paraları yüzlerine vuracak kadar ılık ruhlu değilim ancak gelir burda beni kimsenin tanımadığı yerde kusarım kinimi. ama devran döndü, cesarettin abi bitti, tabi bende onların gözünde bittim.
yabancılardan gördüğüm sıcaklığı, samimiyeti her nedense yakınlarımda bulamadım hiç. en zor anımda, maddi manevi dibe vurduğum bir anda gidiyorum bakıyorum ki tüm masraflarım ödenmiş. yüzüme tokat gibi çarpıyor bunlar. hayır gurur yapmıyorum sadece aptal olduğumu düşünüyorum bazen. düşene bir tekmede ben koysaydım zamanında, keşke koysaydım... ama yok, onu becerebilecek ne akıl, ne de vicdan fakirliği yok bende. kendimi iyi tanıyorum. bir adam beni on defa dolandırsa onbirinciye tekrar kanarım ona. işte gelip buralarda çemkiririz en fazla. ve bayramlarda bir el öpmeyi hal hatır sormayı çok görürüm onlara olur biter, aklımca intikam alırım.
zaten bayram günlerini bu yüzden sevmiyorum. namaza çıkar oradan dedemin amcalarımın dayılarımın nenelerimin mezarları derken öğleni ederim ve eve kimsenin gelmeyeceği saate kadar uğramam. eve her dönüşümde her bayram annemin bir sözü;