kadınlar aldatmayan değil, anlatmayan mahluklardır. kesinlikle kadınların aldatmasına karşıyım. ama erkeklerin aldatmasına değilim. bu cinsiyet düşmanı ya da taş fırın erkeği olmamdan kaynaklı değildir. bunu kadın ve erkek kimyasının değişikliğinden dolayı söylüyorum. elbette bunu söylerken; bayanların ah ne demek!.. emrin olur, bir daha kesinlikle aldatmayacağım demelerini beklemiyorum. bir kadın aldatırsa; aksi, suratsız, pis, kancık bir kadına dönüşüyor. zavallı adama nefretle bakıyor, güya kadını ihanete o zorlamış! onun yüzünden ihanet etmiş! tüm suç onda bakışı!... ve adamdan nefret etme süreci başlıyor. kadın aldattığı için 'kötü kadın' olduğunu, orospu olduğunu, fahişe, sürtük, kaltak, kaşar, kevaşe olduğunu düşünüyor ve vicdanını rahatlatmak için, suçu adama yüklüyor. çünkü tek suçlusu "o". "O gereken ilgiyi gösterseydi, beni mutlu edebilseydi, kendimi iyi hissettirseydi, bana aidiyet duygusunu yaşatsaydı, belkide gidip amımı/götümü pompacıya siktirmek zorunda kalmazdım. tüm suç onun!.." pişman olup olmayacağı bilinmez, ama her kaşarın sonu tost olmaktır.