belki de bir insanın hayattaki tek başarısıdır. aile kurmak zordur gerçekten. günün tüm yorgunluğuna, hayatın akın akın boğucu emvacına karşı akşamın bir vaktinde seni gülümseyerek karşılayan sıcacık bir eş ve onun gülümsemelerinde unuttuğun kötüye dair her şey.
aile kutsaldır, toplumun bilmem ne taşıdır gibi bilindik şeylerden bahsetmiyorum. ya da kiminize göre allah'ın sahte vaadi olduğunu iddia ettiğiniz cenneten, ırmaklardan gılmanlardan, libido tanrıçaları hurilerden bahsetmiyorum. aile... cennet budur.
tepende dolanıp duran muzır çocuklar, hatta yemek yerken uyurken bile. hatta sevişme imkanı bile bırakmayan o sevdiğin kadınla. insan üşür be hemde çok üşür. birkaç yıl evveldi. sanıyorum şubat ayı. sabahın köründe dikiliyorum bir yerlerde, mecburum. o kadar üşümüşüm ki tahminen 200 metre uzağımda müstakil bir gece kondu vardı. dumanı nasıl tütüyor bir görseniz, ah şimdi orada olsam demiştim. bu keşke bile ısıtmıştı içimi. işte ailede böyle. hayat üşütüyor insanı. dursun diyorsun bir yerden sonra.
böylesine bir kutsal halka durduruyor sanki hayatı. hem de her şeyi.
ben buna inanırım hep, insan birçok şey için çabalar, savaşır. okulda savaşır, iş hayatında savaşır, sosyal ilişkilerinde savaşır. ve orada başarıdan saydıkları, aslında o kadar da başarı kapsamına alınacak şeyler değildir. insan savaşır, bir tek şeye malik olur, en değerli şeye. aile'ye.
ibnesinden abazasına, şakirdinden sekülerine, ateistinden şeriatçısına, ırz düşmanı namussuzundan, hatta su katılmamış orospu çocuğundan, halim selim bir adama herkesin ama herkesin bir tek zaafı var. aile...
isterdim hem de çok isterdim şöyle bir oğlum olmasını;
tüm bunları isterdim yalan yok. ki bunun için çabalıyorum şu anda. bunun için geri döndüm. asla benim olamayacak biri için. söz verdiğim için. yoksa tüm bunlar hayaldi oysa ki. belki olmayacak duaya amin diyorum şu sıralar. ama huzur buluyorum bana ait olmayan aile fotoğraflarına baktığımda bile.
sonra eş.... hakikatende yuvayı dişi kuş yapar be. kadınlarsız bir hiçiz aslında. geçin o maço erkek mavralarını, erkekler kadar güçsüz yaratıklar var mı şu hayatta. bilek gücünden bahsedecekseniz ondan sığırda da var öküzde de. ama duyguları yok. zayıfız oğlum kabullenin lan işte.
hayatının merkezine koyabildiğin, o varsa her şey var dediğin, gözünün yaşını silmen için bir sebep, yeniden yaşaman için... küçücük, minicik bir kadın. kadınım. bunu defalarca yılmadan ama en samimi haliyle söyleyebileceğiniz bir kadın. sanki en büyük zenginlik bu. sanki en büyük servet sıhhattanda evvel, sıcacık bir aile. en azından benim için öyle. şu hayatta kaç dikili ağacınız var ki, yazdığınız şiirler, kazandığınız okullar, başarılarınız, o boktan kariyer manyaklığınız. ne önemi var tüm bunların?
o tan yeri karasın tenine karanlık bir oda da baktığın bir kadın. simsiyah bakışlarından kendini alamadığın, ses tonunu ezberlemeye çalıştığın. susup susup, bir kez daha dokunduğun, yine sustuğun, bir kez daha sevdiğin bir kadın. işte cennet bu olsa gerek.
isterdim o'nu size resmetmeyi ama imkanı yok. ben anlatamam, zaten sizlerde anlamazsınız.
hoşçakal yaşanmamış mutluluklarım... hoşçakal...
imkansızlıkların acı eşiğine rağmen, yokluğu da paylaşmak için yemin etmiş bir aileye sahip olmak adına birkaç dakika bakın şu fotoğraflara...