Türkiye Cumhuriyeti devleti , halklarımıza karşı topyekün bir savaş sürdürmektedir. Buna karşı çıkmadan demokrat dahi olunamaz. Ezilen Kürt ulusu ve azınlıkların inkarı, emekçilerin azgınca sömürülmesi üzerinde yükselen T.C. rejiminin, Milli Güvenlik Kurulu kumandalı sürdürdüğü Özel Harp gerçeğini her kesim yaşıyor. Bu vahşet üzerinde uzun uzun durmaya gerek yok. Vahşeti onaylamak, sessiz kalmak suçtur.
Varlığı reddedilen, imhaya maruz bırakılan Kürt ulusunun kendi kaderini özgürce tayin etmesi hakkıdır.
Bu hakkı gaspeden T.C;nin kendisine dayattığı boyunduruğa baş kaldırması meşrudur. Topyekün haksız savaşa karşı Kürt ulusu ve azınlıkların, Proletarya ve Emekçilerin Ulusal ve Sosyal Kurtuluş Savaşı, haklı bir savaştır. Ulusal, sınıfsal, inanç, cins baskısı T.C. sisteminin gerçekleridir. Haklı savaş dayatılan bu eşitsizlikleri altetmeyi hedefler. Topyekün haksız savaşa boyun eğmek bir insanlık suçudur. Buna karşı kurtuluş için zafere kilitlenmiş bir ruhla, topyekün direniş perspektifiyle yüklenmek acil bir görevdir. Sistemin halklarımıza kesilen krizinin faturasını kabul edemeyiz.