lafı götünden anlayan ya da anlamak isteyenlerce lince tabi tutulmaya çalışan edebiyatçı. adamı seversiniz sevmezsiniz ayrı ama cımbızla laf alıp insana iftira atmak çok büyük şerefsizliktir.
Beni tanıyanlar teknoloji özürlü olduğumu, twitter ve facebook kullanmayı beceremediğimi ve ilgilenmediğimi bilirler. Habertürk televizyonunda Balçiçek ilterin konuğu olduğum bir programda söylediğim bazı cümlelerimin kim oldukları belli bazı kişi ve odaklar tarafından çarpıtılarak twitter üzerinden polemik konusu edildiğini, bazı masum insanların da buna kanarak hakkımda açıklamalar yaptığını (Sayın Sabahat Akkiraz gibi) ve mesajlar yayınladığını asistanım haber verdi. O programda söylediklerim; vikipedia ansiklopedisinde bazı eksik veya yanlış bilgiler bulunduğu, keza deyimlerimizin, atasözlerimizin ve türkülerimizin bazılarında yer alan yanlış, hatalı; Türk töresine, gelenek ve ahlakına uymayan söyleyişler olduğu, bunların devletin resmi kurumları tarafından elden geçirilmesi ve ayıklanmasıyla ilgili içimden geçen iyi niyetten ibaret idi. Söz arasında konu türkülerdeki erotizme geldi ve bunların da gözden geçirilmesi ve kadınlık onurunu çiğneyenlerin ayıklanmasını arzu ettiğimi söyledim. Burada benim için ölçünün, söyleyiş ve üsluptaki zarafetten kaynaklandığını belirttim. Programı dinleyenler hatırlayacaktır, bu zarafete örnek olarak da Neşet Ertaşın türkülerini gösterdim, türkü dediğimiz şeyin Neşet Ertaş dizeleri gibi zarif olması gerektiğini söyledim (işin doğrusunu öğrenmek isteyenler ya programı seyretsinler veya Balçiçek iltere sorsunlar). Beni tanıyanlar türküleri sevdiğimi ve Neşet Ertaşı dinlemekten haz duyduğumu da bileceklerdir. Buna rağmen bahsettiğim odaklar, programdaki cümlelerimi tersinden okuyup sanki Neşet Ertaşın türkülerinde erotizm iddiasında bulunmuşum gibi sosyal medyada bir iftira yaymışlar ve aleyhime kampanya başlatmışlar. Öğrenince Türkiyenin seviyesi adına üzüldüm. Programı dinlemeden, ne söylediğimi anlamadan hakkımda iftira, küfür ve hakaret cümleleri kuranlar için hukuk önünde hesap vermeleri adına suç duyurusunda bulundum ve bulunmaya devam edeceğim.
Değerli okuyucum,
Adı geçen programda rahmetli usta Neşet Ertaş hakkında söylediğim birsürü takdir cümlelerini göz ardı edip bir cümlemi tersine çevirerek sanki beni Neşet Ertaşa dil uzatmış gibi gösterenlerin seviyesine inerek onlarla aynı üslupta asla konuşmayacağımı sen bilirsin. Benim seciyemde, ölen kötü biri hakkında bile kötü konuşmak yok iken, Neşet Ertaş gibi dinlemekten lezzet duyduğum iyi biri hakkında takdirden öte bir cümle kurmam hayal ötesi saçmalıktır. Kaldı ki rahmetlinin vefatının ertesi günü yazdığım yazı, Salı günü zaman gazetesindeki sütunumda yayınlanacaktır. Söz konusu cümlem şöyledir: Neşet Ertaşın türkülerinde de erotizm vardır. Bir tenhada can cananı bulunca diye başladığınızda istediğiniz sahneyi üretebilirsiniz. Erotizmin nezih ve serafete (zarafete) bindirilmiş kısmı başımla beraber, ondan heyecan duyarım, lezzet alırım. Ama kadınları aşağılayan türküleri artık radyolarımızdan çalıp söylemeyelim. Burada demek istediğim ve kast ettiğim, Arayan Neşet Ertaşın türkülerinde de erotizm bulabilir, ama onun türküleri nezih ve zariftir; Bir tenhada can cananı buluncadaki zarafet ve nezahet gibi cümlesi idi. Zaten nezih kelimesinin anlamı da bunu kast ettiğimi gösterir. Değerli okuyucum eğer bu cümleyi sen de diğerleri gibi anlıyorsan önce Neşet Ertaşın ruhundan, sonra da senden, bu kastım olmayan anlamdan dolayı elbette özür dilerim.
Değerli okuyucum,
Senden samimi ricam odur ki, ağzı, üslubu ve niyeti bozuk birtakım odaklar ve kişiler ile bu konuda tartışmaya, mübarezeye veya çatışmaya girmemendir. Eğer enerjin, gayretin ve zamanın var ise onu iyi şeyler üretmeye harca, sözden anlamayacak önyargılı insanları kendi hallerine bırakıver gitsin. Bilirsin, Kabe tavaf etmek, şeytan taşlamaktan faziletlidir.