Sanki hipnoz seansı içindeymişsiniz gibi bir ağırlık çöker gözlerinize, kudretinizi unutursunuz, kaslarınız uyuşur, özgüveniniz iç sesinizden yozlaşmış başkasının ağzından çıkan eleştiri, görüş ve talimatlara dönüşmüştür. Sonra bir anlık boşluk yakalarsınız, zihninizin kontrolünü tam kaybettiğinizi düşündüğünüz bir anda, o an kafanızda, zihnen belli bir meseleye tam odaklanmışken rahatsız etmeyen bir ağrı belirir sinir gibi, bu sırada iki seçenek vardır ya kuvvetsiz kaslarınız harici bir başkasının emirleriyle hareket edecektir kukla gibi ya da kulağını önce kendi sesini dinlemek adına kapayan birisine dönüşeceksinizdir, özgür olacaksınız diyemem, özgürlük tek kişilik bir ütopyadır her zaman küçük prenste ki gibi.