yazdığı modern mahrem adlı kitabıyla, ülkemiz aydınlarının önemli bir bölümünün türbana bakış açısını değiştiren; sağlam bir düşünce sistematiğine, güçlü bir gözlem yeteneğine ve dürüst bir bilim adamı tavrına sahip akademisyen;
türkiye'nin "devrim yılları". ankara'nın en sıcak, en hareketli merkezi odtÜ. ankara koleji'ni ve edebiyat sevgisini geride bırakan nilüfer göle'nin sosyolojiyle serüveni, bu atmosfer içindeki odtÜ'de başlıyor. başkaldırıcı kimliği onu bir yandan sola yaklaştırırken diğer yandan uzaklaştırıyor. o yıllarda freud ve marx okuyor, "kafalı, saygın, mert, erkek kız" olarak anılıyor; aksi için çaba harcamasa da yargılanmaktan kurtulamıyor; "iyi aile çocuğu, burjuva!" ortÜ'yü bitirdikten sonra paris'te alain touriane'in öğrencisi oluyor. nilüfer göle siyasetçi bir babanın kızı. içine doğduğu kültürel ortamı anlatan sözleri bugününe ilişkin pekçok ipucu veriyor: "kolejde olmama rağmen 'nerelisin' dedikleri vakit 'ben karslı'yım' diye büyük bir gururla söylerdim. (...) hatta sonra evlenince soyadımı bırakmadığım vakit, herkes feminizm sandı. ben dedim ki, şüphelenin, belki feodalizmdir!"
(aktüel / 29. 7. 94)