büyük ayıbın engellenmesini öngören yürüyüştür. çıkarılmaya çalışan yasa tasarısına göre, sokaktaki tüm hayvanlar toplanıp şehir dışındaki doğal yaşam alanlarına bırakılacaktır. şimdi burada kelime oyunu var. doğal yaşam alanı dediğimiz yerler; yiyeceğin olmadığı, hayvanların aç kalıp birbirini parçalamaya başladığı, eline tüfek alanın poligon olarak kullandığı, geceleri ayyaşların tecavüz meskeni tuttuğu, onlarca hayvanın trafikte ezildiği, yine alışık olmayan hayvanların kışın donarak öldüğü ormanlık alanlardır. zaten yıllardır belediye geceleri gizli operasyonlarla hayvanları toplayıp bu alanlara götürmekte veya yine geceleri gidip hayvanları gizlice zehirlemekte ve bizler de sonradan bu hayvanların leşlerini bulmaktayız. bu yasa, büyük bir itlafı legal hale getirmeye yöneliktir. bu olayın benzeri, 1910 yılında hayırsızada vakası ile yaşanmıştır. bu olayı anlatan ödüllü kısa filmi şu linkten izleyebilirsiniz :
tasarı ayrıca, evinizde baktığınız hayvanlara da sınırlama getirmeye çalışacak. yani sadece 1 köpek veya sadece 1 kedi besleyebileceksiniz. bu tamamen bakanlığın vereceği karara bağlı olacak. adamlar evinizin içine kadar karışacak, yıllardır birlikte yaşadığınız canınız olan hayvanları elinizden alıp uyutacak. bu yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte, büyük bir itlafa ve insanlık ayıbına imza atılmış olacak. konuşamayan, derdini anlatamayan, sadece bizden sevilmeyi bekleyen bu masum canların bu şekilde itlaf edilmesinin vicdan azabını kaldırabilecek miyiz? her gün sokaklarımızdan toplanan onlarca hayvanın feryatlarına kulaklarımızı mı tıkayacağız?