kürselleşmenin eğitimdeki adı ib'dir. evrensel bir müfredat yoluyla dünya vatandaşlığını somut zeminlere oturtmanın eğitim alanındaki girişimi. 1968 yılında isviçre'nin cenevre kentinde kurulduğunda daha çok diplomat, konsolos çocuklarının ülke değiştirdiklerinde eğitim açısından sorun yaşamaması amacıyla kurulan international baccalaureate an itibariyle 143 ülkede 3460 okulla eğitim felsefesini sürdürmektedir.
uluslarası bakalorya örgütü'nün resmi sitesine baktığınızda orada da bunları destekleyen şeyler yazılmaktadır. mesela: "Our four programmes for students aged 3 to 19 help develop the intellectual, personal, emotional and social skills to live, learn and work in a rapidly globalizing world."
hızla küreselleşen dünyaya eğitim ve kariyer açısından uyum sağlamak isteyenler için birebir zaten ib'nin en güzel yanı burada oluşuyor 5-10 sene sonra hangi ülkede olacağı kesin olmayan kişiler için ve yurtdışında üniversite okumak isteyenlere biçilmez kaftandır ib.
ben ib'yi sadece dp olarak okuduğum için söylediklerimin myp, pyp için geçerli olmadığını belirtmek isterim.
bir de ib okurken ib'den çıkmayı defalarca düşünmek gibi bir sıkıntı vardır ib öğrencilerinin karşılaştıkları bitmeyen cas reflectionları, extended essay'in kaplumbağa hızında ilerlemesi, essaylere kaynak bulma sıkıntısı bunlara karşı hiç ib'den çıkmayı düşünmemiş fakat çevremde de karamsarlığa kapılan arkadaşlarımı gördüğümde size söyleyebileceğim yegane tavsiye çıkmayın sonuna kadar gidin final exam'lerden sonra o acı bitiyor.
biraz düşününce ib'nin öğrencilerin ufkunu genişletmeye çalıştığını ve bunu başardığını anlayabiliyorum. arkadaşlarınız hafta sonu gezerken, oyun oynarken siz tez yazım kurallarını baya bir öğrenmiş oluyorsunuz. ib öğrencisi tez yazımında, proje ödevlerinin yapımında çok dikkat eder etik kurallara plagiarism* affı olmayan bir suçtur ib'de mesela.
ib ile geçen son 2 seneye dönüp bakınca ib'nin amacının size salt bilgi vermek olmadığı aksine bilgiye olan ilgiyi canlandırmak, aşılamak olduğunu anlıyorsunuz. lise yıllarının entelektüel doyumudur ib. genelde testlerle veya boş bir şekilde geçirilen bir lise yıllarına sahip olmamaktır ib. ib'nin arttırdığı yabancılaşma hissi ise bir başka tez konusudur.
bir tm olarak derdimi anlatıcak kadar biyoloji* biliyorsam, teori ile hipotezin farkına ve bilimsel methodun ne olduğuna aşinaysam bu ib sayesindedir. matematik sevmeyen bir tm olarak type 1 ve type 2 ödevleri sayesinde matematiğin hep merak edilen günlük hayatta kullanımını uygulamalı olarak görmüşsem bu ib sayesindedir. kitap okurken kitabın yazarı ve etkilendiği akımlar hakkında araştırma yapma ihtiyacı duyuyorsam bu a1 türkçe dersi sayesindedir. okullarda 20. yy tarihinin genelde 1938'de atatürk'ün ölümü ile bittiği bir ülkede soğuk savaş'ın bitişi ve sovyetler birliği'nin dağılışına kadar bilgi sahibi isem bu tss dersi sayesindedir. internetten çok ilginç konularda ingilizce makale, çalışma kağıtları bulup bir iki kelime sıkıntısı dışında okuyabiliyorsam bu ib'de aldığım ingilizce dersi sayesindedir. the economist okurken terimleri araştırmadan makaleme devam edebiliyorsam bu da yine ib'de aldığım business and management dersi sayesindedir.
altıgen bitti fakat hepsinden önemlisi tok* dersini ben tabii ki unutmadım. belki de ufkumuzu genişletmemizde en baba katkıyı yapan ders budur. her hafta bir paradigmamın daha kaydığını görmem yavaş yavaş kutunun dışından düşünmeyi öğrenmem, eleştirel düşünceyi kavrayabilmem tok dersi ile gerçekleşmiştir.
sonuç olarak bunu okuyan ve ib'den çıkmayı düşünen ib öğrencisine çıkmayın kalın derim. hayatımda bir kilometre taşı olan ib'nin faydasının üniversite'de daha fazla olacağını düşünüyorum. ha bir de bu bahsettiğim dp programı lisenin son iki senesini kapsadığı için dersane, öss hazırlığı ile kesişebilir. kendi yaşadıklarımdan örnek ile anlatayım son sınıfta aile zoruyla dersaneye gitmiş ve pek bir şey kazanamamış biri olarak dersane ile ib'nin bir arada yürüyebileceğine inanan biri değilim yapabilen illa ki vardır ama her ikisinin mantığının, amacının farklı olduğunu düşündüğümden ib'de sizin sorduğunuz sorularla mutlu olan öğretmenleriniz varken dersanede sorduğunuz sorulara "çünkü formül böyle", "bu böyle yapılır" tarzı geçiştirme cevaplar alabilirsiniz bu da her hafta sonu olumsuz anlamda paradigma kaymasına neden olur ib öğrencisinde.