okuldaşım davutoğlu nun dalga geçiyor herhalde diyerek okuduğum ifadesi.
amerika ve bilhassa ingilizlerin gizliden verilen sözlerine bu kadar güvenip çıktığı yolda; bataklığa saptığını görmesine rağmen asla geri vites yapmadı. derin stratejilerin hocası olmasından dolayı kendinde bulduğu güvenle ilerledi hep. ama aslında teori ile pratik öyle olmuyormuş. bir ülkenin hele de türkiye gibi bir ülkenin dış politikasını yönetmek kitap yazmak gibi değilmiş. sıfır sorunla yola çıkıp sürekli vites büyütürsen sonu alınmıyormuş.
ancak korkarak ifade etmek gerekir ki, insanların gözü bazen kör oluyor bulundukları mevkiden. rasyonelliklerini kaybediyorlar. ben ahmet davutoğlunda işte tam bunu görüyorum. güney sınırlarımız bu kadar laçkalaşmış, kimin girip çıktığı belli değilken; güneydoğu topraklarımızın kontrolünün bırakın pkk yı falan yabancı ülke ajanlarında olduğu, otellerin ajandan geçilmedi dilden dile dolaşır ; köşe yazılarında paylaşılırken; onbinlerce suriyeliyi topraklarımıza alarak adeta şahinin yuvasını eşelemişken ve üstüne üstük suriye nin büyük abisi ortaya çıkınca amerika ve ab bile kaçışmışken hala neyin savaşından söz edebiliyor? bu arada ülkemde zirve yapan terör örgütünün gene aynı ülkeler tarafından şişirildiğinden bahsetmiyorum bile.
ben gerçekten anlamış değilim.
orta doğunun en gereksiz ülkesinin peşinden bu kadar koşmak bana sadece arabanın dönen tekerleği ardından havlayan köpekleri anımsatıyor.