abartılı, olmayan, kurgu bir türkçe'dir.
paşamın osmanlı'dan kalmış gibi kendisini kasmasına gerek yoktu ki. dışarı çıksa güzel konuşacağım diye kendisini anlayacak tek kişi bulamaz bu haliyle valla. *
güzel konuşmanın ve retoriğin içinde ne deniyor olduğu da önemlidir insanın.
diksiyon tamam, vurgu tamam ama adamın ne söylemeye çalıştığının hiç mi önemi yok arkadaşlar?
peki z harflerini s gibi "sss"layarak seslendirdiğini de mi duymuyorsunuz?
adam "sssssss" diye konuşuyor yahu.
şarkının önünde böyle bir konuşmaya ne gerek vardır onu da bilemedim ama şarkı güzel tabii.
türkçe'yi en iyi konuşan insanı olmak başka, sesleri en doğru çıkartmak başka bi şey. elin ortaçağ'da bile hatip yetiştiren retorik odaları vardı, bizde zeki müren ve bülent ersoy var.
bana sorarsanız bu konuda bir numara mustafa kemal atatürk'tür.
türkiye'nin bir numaralı retorisyenidir. köylüyle de, çocukla da, hanımlarla da, arkadaşları ile de, devlet başkanı ile de, halkla da, düşmanla da nasıl konuşması gerektiğini en iyi tayin eden insandır bilip bildiğim. peşinden milyonları ölmeye ikna edebilmiş bir hatiptir. ekle zekasını. eh.