büyü

entry282 galeri video5
    14.
  1. Korku filmlerine gidenler niçin korkarlar, bir türlü anlayamam. Ama bunu söylemem, çünkü gıcık kapıyorlar.

    Vampir bana saldırmaz ki, genç ve güzel hanımlara saldırır (karının iman tahtasına yumulup hart diye ısırıyor eşşoğlusu); ayrıca hep merak ettim, Hristiyan vampirine haç gösterince tırsıp kaçıyor da, herif Müslüman çıkarsa ne yapacaklar, üç Kulhüvallahi bir Elham mı okuyup suratına üfleyecekler?

    Bir diğer merak ettiğim husus da şu: Vampirler niçin ille 1830 modasına göre giyinirler? Pelerinsiz vampir olmayacak mıdır hiç? Gündüzleri mezarda yatıp geceleri dolaştığı için modayı izleyemiyor herhalde, öldüğü günün elbisesiyle kalakalmış.

    Yani ne hikmetse hep lise öğrencilerine musallat olan ve kızların orasını burasını cırmıklamaktan hoşlanan o sivri tırnaklı heriften niçin korkayım kardeşim? Freddy miydi, neydi adı? Hadi matematik hocası olsa korkalım ama liseyi bitireli otuz beş yıl geçti.

    Tabii bunların daha bir 'psikolojik falan' olanları vardır, orada da hep soğuk soğuk bakan sinir bozucu bir kız çocuğu gösterirler, ya bir koridorun ucunda bekler seni, ya da bir kapıyı açınca karşına çıkar. Bendeniz şirret ve edepsiz kız çocuklarına bayıldığım için, öyle soğuk nevale salak şeylerden korkacak değilim.

    Aslına bakarsan, korku filmi dediğinde canavarı mutlaka Christopher Lee, doktoru da (hep bir doktor vardır ya orada) Peter Cushing oynayacak... ipek Tuzcuoğlu'nun nesinden korkayım yahu? Pek pek sevgilisi olacak çocuk bunun dırdırından korkuyordur, o kadar.

    Lafı nereye getireceğimi elbette anladınız, 'Büyü' filminin galasında çıkan yangın.

    Şimdi köşe yazarı dediğin şu hikmeti savurur: Yangın söndürme araçlarının bozuk, yangın çıkışlarının kapalı, kapıların kilitli olduğu bir sinema salonunda film seyretmekten daha korkunç korku filmi mi olur?

    (Daha sıradan bir yazar 'çok şükür ucuz atlatıldı' falan yazacaktır. 'Belediye görev başına!' )

    Bendeniz kafayı yangının çıkış noktasına taktım.

    Film korku filmi ya, sinemanın girişine korku tüneli yapmışlar.

    Sittirici bir çadır dekoru. Plastik, köpük, tahta, bez, mukavva, son derece yanıcı malzeme. Mumlar da dikmişler. Seyirci bu tünelden geçecek, havaya girecek! Mumları falan görünce tırsacak, ay hani Satanistler felaaan kııız...

    Fakat bu arada, o korku atmosferindeki kokteylde tepsiyle dolaştırılan çerez de çiğköfte, içli köfte ve yaprak sarma... Yeşilçam felsefesine uygun. Nitekim yangını da oraya 'yüklü' gelen bir sarhoş mumlara çarpıp çıkarmış. Acaba Arif'ten mi geliyordu?

    Acaba galaya süslenip püslenip, takıp takıştırıp gelen konuklar daha ziyade 'podyum dünyasından' oldukları için mi davet sahibi böyle bir zeka pırıltısına gerek görmüş? içlerinde tahsil özürlü müzik yıldızları falan da vardı.

    Bunlar gerçekten de epeyce korktular o sakalet gecesinde.

    Oysa keriz tuzağı ne güzel kurulmuş, film setinde başlarına gelen kazalar, 'büyücünün laneti film ekibini sardı' falan gibi zırvalarla ördek seyirciyi tavlayacak bir kampanya başlatılmış, magazin basını bu saçmalıkların üzerine sazan gibi atlamıştı, 'promosyon' yolunda gidiyordu. Tıpkı o rezil ve beş para etmez enayi tuzağının, 'Blair Cadısı' filminin kampanyasına benzer bir dalga boyu yakalanmış, kenar mahalle kızlarının ve yeniyetme oğlanların hayal gücü iyice gıdıklanmıştı...

    Filmin yönetmeni de zaten olaydan sonra 'büyünün etkisi sürüyor' demiş!

    Şimdi merak ettiğim de şu: Acaba korkmak isteyen seyirci filme gidip de mi korkacak, yoksa bu olaylardan korkup da gitmeyecek de korkmadan mı korkmuş olacak?

    engin ardic
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük