bir kadın hem başı açık hem müslüman olamaz

entry324 galeri
    222.
  1. '' Bir de dediler ki: ''Bize ateş, sayılı birkaç günden başka asla dokunmayacaktır'' Sen onlara de ki: ''Siz bunun için Allah'tan söz mü aldınız? -Eğer böyle ise, Allah verdiği sözden dönmez.- Yoksa siz Allah'a karşı bilemeyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz? Hayır (sandığınız gibi değil), kim, günah kazanmış da hataları kendisini kuşatmışsa, işte onlar artık ateş ehlidir ve orada devamlı kalacak olanlardır. ''(02\Bakara - 80,81)

    '' Kendilerine Kitaptan bir pay verilenleri görmedin mi? Aralarında Allah'ın Kitabı hükmetsin diye çağrılıyorlar da, onlardan bir bölümü yüz çeviriyor. Onlar, işte böyle arka dönenlerdir. Bu, onların: 'Ateş bize sayılı günler dışında kesinlikle dokunmayacak' demelerindendir. Onların bu iftiraları, dinleri konusunda kendilerini yanılgıya düşürmüştür.''(03\Al-i imran - 23,24)

    '' Onlar, kendilerine bir itibar ve kuvvet (vesilesi) olsun diye Allah'tan başka tanrılar edindiler. Hayır, hayır! Onların ibadetlerini tanımayacaklar ve onlara hasım olacaklar.''(19\Meryem - 81,82)

    '' Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. O hâlde, kim tâğûtu tanımayıp Allah'a inanırsa, kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. Allah, iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Kâfirlerin velileri ise tâğûttur. (O da) onları aydınlıktan karanlıklara (sürükleyip) çıkarır. Onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî kalırlar. '' (02\Bakara - 256,257)

    Tağut: kur'an-ı kerim'e inandığını(iman ettiğini) ve müslülüman olduğunu söyleyen; ama inandığını söylediği kitaptan haberi olmayan, haberi olmadığı halde din hakkında ahkam kesen ve bu düşünceleriyle başkalarını da saptıran kitapsızlar, Allahh'ın emir ve yasaklarını tanımayan veya hafife alan, inananları da iman ettikleri için aşağılayan ve insanları Allah'ın yolundan alıkoyup kendi emir ve yasaklarına uymaya zorlayan zalim ve kafirlerdir.

    ''Kendilerine âyetlerimiz ayan beyan okunduğu zaman inkâr edenler, iman edenlere: iki topluluktan hangisinin (hangimizin) mevki ve makamı daha iyi, meclis ve topluluğu daha güzeldir? dediler.
    Onlardan önce de, eşya ve görünüş bakımından daha güzel olan nice nesiller helâk ettik.
    De ki: Kim sapıklıkta ise, çok merhametli olan Allah ona mühlet versin! Nihayet kendilerine vâdolunan şeyi -ya azabı (müminler karşısında yenilgiyi), veya kıyameti- gördükleri zaman, mevki ve makamı daha kötü ve askeri daha zayıf olanın kim olduğunu öğreneceklerdir.''(19\Meryem - 73,74,75)

    '' insanlardan bazıları da vardır ki, inanmadıkları halde «Allah'a ve ahiret gününe inandık» derler. Onlar (kendi akıllarınca) güya Allah'ı ve müminleri aldatırlar. Halbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir ''(02\Bakara - 8,9)

    '' Onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman, «Biz ancak ıslah edicileriz» derler. Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, lâkin anlamazlar. ''(02\Bakara - 11,12)

    '' (Bu münafıklar) müminlerle karşılaştıkları vakit «(Biz de) iman ettik» derler. (Kendilerini saptıran) şeytanları ile başbaşa kaldıklarında ise: Biz sizinle beraberiz, biz onlarla (müminlerle) sadece alay ediyoruz, derler. Gerçekte, Allah onlarla istihza (alay) eder de azgınlıklarında onlara fırsat verir, bu yüzden onlar bir müddet başıboş dolaşırlar. ''(02\Bakara - 14,15)

    ''Şüphesiz günahkârlar, (dünyada) iman edenlere gülerlerdi. Onlarla karşılaştıklarında kaş göz hareketiyle alay ederlerdi. Ailelerine döndüklerinde, (alaylarından dolayı) keyiflenerek dönerlerdi.
    Müminleri gördüklerinde: «Şüphesiz bunlar sapıtmış» derlerdi. Halbuki onlar, müminleri denetleyici olarak gönderilmediler. işte o gün (ahirette) de iman edenler kâfirlere gülerler. ''(83\Mutaffifin - 29...34)
    0 ...