şimdilerde aşina olunan fakat çocukluk dönemlerimizde pek rastlanmayan eylemdir. durum, anneler tarafından koltukların üzerine örtü örtülüp misafir gelince kaldırılmaya kadar giderdi. salon ev ahalisinin değil de misafirlerin ortak malı sayılırdı. misafirden misafire kapısı açılır temizliği yapılıp örtüleri özenle serilir ve bir sonraki misafire kadar kapıları kilitlenirdi. salonun bir ağırlığı vardı o zamanlar şimdiki gibi elinde kumanda ayağı sehpaya uzatıp tv keyfi yapmak yok efendim kabuklu yemiş yemek kimin ne haddineydi. teklifi bile olmazdı. salon denildiğinde şöyle bi durup düşünürdün önce hele çocuksan ardından gelecek annenin 'ne işin var senin burada çabuk çık dışarı' vb laflarını ve kafana yiyeceğin şaplağı göze almalıydın oraya girmek için. *