ses bayrağımızdır. atalarımız yani şu hunlar, göktürkler tek heceli kelimeleri kullanırlarmış vur, kır, yap tarzı. nedeni coğrafi şartların böyle gerektirmesinden. ne zaman anadolu veya arap diyarlarına doğru gelmişiz. harflerin uzatılabileceğini anlamışız ve bu çok hoşumuza gitmiş. bu coğrafyada yaşamanının getirisi olarak yeni harflerle tanışmışız j gibi. dilimizde her şey aslında mantığa uygundur. sararmak sözcüğü sarıyla ilintilidir. kızarmak ile kırmızı arasında bir bağıntı vardır. ağlamak ile ağıt. sadece biz o eski kökleri bilmediğimiz için farklı kelimelermiş gibi geliyor. matematiksel bir dildir. bu demek değildir ki matematikte yazılan bir şeyi en iyi türkçe ile ifade ederiz. bu şu demek türkçe matematik gibi kesinliklere dayalıdır. matematikte + işaretinin bir anlamı kullanış şekli vardır ve bu değişmez hep aynıdır. türkçede de böyledir mesela -rı eki yön belirtir. dış kelimesine bu eki eklediğimizde dışarı olur yani dış taraf anlamında. içeri yine aynı. peki yukarı kelimesi ile yokuş kelimesi arasındaki bağıntıyı açıklasam. yukarı kelimsenideki -rı yön belirten ektir. ama yuk ne demek derseniz işte yokuş kelimesin kökü aynıdır. işteşlik eki gelmiş yokuş olmuş. tanrı kelimesi yine -rı yön ekini almıştır. tan sözcüğünün ne olduğunu biliyorsunuzdur. işte eski türkler kıble niyetine güneşe yöneliyorlarmış. nasıl biz allaha ibadet için kıbleye dönüyorsak onlarda tanrıya ibadet için güneşe yöneliyormuş ve allah'a tanrı demişler. böyle de güzel bir dile sahibiz.