hayatı bir roman, bir şiir gibi yaşamak isteyen kişidir. ister ki geceleri yıldızlarla uyusun, sabah kalktığında ağzında kekremsi bir tat olsun, aynaya baktığında kendini eski bir şiir kitabının kapağındaki siyah beyaz şair fotoğrafı olarak görsün, yemeğini salaş bir sahil lokantasında yesin...
tüm parayı sahafçılara, edebiyat dergilerine yatırır, parasız kalır. kaldırımlara, köşe başlarına, banklara garip bir saygı duyar. bilir ki buralar nice mutlu çiftlerin ayrıldığı, nice yalnızın kendini avuttuğu tanıdık yerlerdir...
eşinin dostunun canını sıkar. eski kelimeler, uzun tasvirler canlarına tak etmiştir. bir kitap yazabilse o da rahatlayacaktır, eşi dostu da. üslubuyla etrafındakilerin alay konusu bile olabilir ve hatta entel lakabını da alabilir.
günlük hayata uyum gösteremez. dedim ya, bir roman gibi yaşamak ister:
- pardon abi, devlet hastanesine nasıl gidebilirim?
+ ilerideki dostlar meyhanesinin köşesinden aşağı seğirt..
- seğirt derken?