antalyaspor'un küme düşme olayında yaşadığı şanssızlık ve beceriksizlik karışımı bir şeydi. ağır basan ise şanssızlık. iyi hazırlayıp motive ettiği takımı, nedense son dakikaları çıkaramayıp puan kayıpları yaşadı. ucuz fiyatlara harika yabancılar ve genç yerliler getirdi türkiye'ye. fakat bir açıdan komik duruma düştü, o da kanal kanal gezip başarısını ve antalyaspor'da oturttuğu sistemin meyvelerini topluyor olmasını anlatmasıydı. hatta bir programda, ligin zevkli olduğunu anlatırken; ''antalyaspor başarılı olmasına rağmen neredeyse küme düşme potasında'' bile demiştir. bir de böylesine kritik ligin son ve kader belirleyici maçında, kendisinin almanya'nın kıytırık bir takımından bulup türk futboluna kazandırdığı, takımın en iyi oyuncusu ali bilgin, kişisel kaprisleri nedeniyle büyük bir ihanette bulunup takımı yalnız bırakmıştır ki, zaten bunun faturası çok ağır oldu kariyeri için. yani işin özü tam başarıyı yakalamak üzereyken ihanete uğradı yılmaz vural, fenerbahçe'yi devirirken, beşiktaş'a inönü'de kök söktürürken, başarılı takımlarla oyun kalitesi ve zenginliği ile gol düellosundayken birden kendini dibe vurma yollarında buldu, bilanço çok ağır, kalan şevk:0