tanımı yaptıktan sonra eleştirilere gönül rahatlığıyla geçiyorum.
jeneriğin o bize sunulan izleyicilerin yaptığı fazla slow jenerik olmadığına sevindim. önceden de benzetiliyordu ama 69. bölümden sonra behzat giderek max payne'e doğru kaymaya başladı. Umarım karakter keskin bir çizgiyle max payne'den ayrılır ve özgünlüğü konusunda hem fikir olup rahatlarız. Diyeceğim o ki jenerik aksiyon severler için daha sevindirici olacak gibi, sanki dizinin aksiyon yanı duygusal yanına göre daha ağır basacak gibi bu sezon.
Son olarak jenerikte Canan Ergüder ve Nejat işler'in birlikte yer alması ikisinin de flasbackler dışında dizide olmayacağı fikrinin net olarak ortaya koymakta.
Kronolojik sırayla gitmek gerekirse;
Şizofreniyle girince dizi bizi bu sefer şaşırtmayacak diye düşündüm, ama öyle olmadı. Yine ters köşelerden ters köşe beğendik. Tamam biraz Erdal Beşikçioğlu'nun harika oyunculuğunun boku çıkarılıp seyircinin gözüne sokmaya çalışılmış olabilir, şu nevrozlar, psikozlar çok uzatıldı. kabak tadına yakın bir tadı var. ama insanın kendi içinde verdiği savaşların kamera karşısında en iyi anlatılabilme biçimi bu olsa gerek.
ilk göze çarpan olay arabalar, senaristin gözden kaçıracağını sanmam illa ki önümüzdeki bölümlerde bir açıklama gelecektir.Koli bantlı behzat yeni sezonun en güzeli. erken bir yorum olabilir ama ilk iki sezonda behzat'in kisilik bunalimlari dizinin seyrini yavaslatiyor gibiydi. muhtemelen bu sezon bu deli behzat'i orijinalinin yaninda sürekli görecegiz. biri bunalim takilirken digeri ortaligin amina koyacak. (Javier Bardem olayından bahsetmek istemiyorum, herhalde yönetmenin/senaristin aklı o tarafa kaymamıştır, konduramıyorum. )Geçen sezonun en beğenilen 2 şarkısı uzun geceler (Nazlı Vural) ve haram geceler (pilli bebek) in es geçilmemesi beni bu bölümde en mutlu eden olay idi.
Eda'nın bile siktir et demesi durumun bokluğunu ortaya şlap diye koyar nitelikte bir kere. Hazır Eda demişken o ağlamaklı konuşma olayı her kadına aynı derecede yakışıyor, merak etmeyin.
Hayranlarından özür dilerim ama inanç Konukçu'nun oyunculuğu Erdak Beşikçioğlu'nun oyunculuğundan (tecrübe farkına rağmen) daha iyi olduğunu bağıra bağıra anlattığı bölümler gördük, o ne güzel korkma tripleri.
Akbaba'dan bahsetmiyorum, ona neler olacağını, Nazlı'ya ne olduğunu zaten göreceğiz önümüzdeki bölümlerde. Bu arada Akbaba'nın evinde bir kapı daha varmış, o nereden çıktıysa?
Aziz Başkomiser'e de ne olduğunu sonraki bölümlerde göreceğiz.
Cevdet ile Harun aynı zaten.
Boyun kırma sahnesinin amına koyum net. Doğan Ümit Karaca'nın taşaklarını emip emip sulandıralım. Yönetmen farkını ilk defa bu kadar net fark ettim.
Fark ettiyseniz o arabanın patlama sahnesinden hiç bahsetmedim, bahsetmeyeceğim.