bi nevi doğru olan önermedir. ama şöyle de bir gerçek var; bukowski nasıl yaşadıysa öyle yazdı. edebi olarak dolu bir adam değildi belki. yalın yazdı her şeyi. ama beat kuşağında çığır açtığını inkar edebilir misin? hiç bukowski okuyup hüzünlenmedin mi allasen?
ekmek arası nı okurken babasından dayak yediği bölümleri anlatırken hiç mi gözlerin dolmadı? edebiyat demek illa lafı dolandırıp söylemek midir?