almanya düzen ve tertip dışında bol bol türk barındırır. saat 22 den sonra sokakta sadece sarhoş bir iki adam görebilirsiniz o kadar. sık sık yağmur yağar, temmuzda mont giyer ertesi gün, tişörtle terlersiniz. insanları soğuktur, uzak ve mesafelidirler. size selam veren ya da gülümseyen birini görürseniz bilin ki, başka bir millettendir. adım başı kıraathane vardır, dönerci vardır. öyle köy yada şehirler görürsünüz ki, türkiye'den farklı değildir.
fransa'ya gelince iklim benzerdir fakat daha tutarlıdır. insanlar sıcak kanlıdır ama milliyetçilikleri sizi boğar, kusturur. erkekleri son derece centilmendir. dil harikadır, bu yüzden birini 1 saat dinleyebilirsiniz, dil bilmeseniz de. siz ingilizce sorarsınız onlar ısrarla fransızca cevap verirler, çıldırısınız. almanya kadar türk olmasa da, burada da vardır. yemek kültürleri bize pek uymasa da asla aç kalmazsınız. ekmekleri farklıdır, ilk gördüğünüzde şaşırırsınız. kesinlikle herkes selam verir, bir dükkana girdiğiniz de iki çift laf etmeden çıkamazsınız.
paris onundur. sevgiliniz ya da eşiniz varsa onunla mutlaka 1 hafta geçirmelisiniz. aşkın dili de kenti de fransanındır.
velhasıl, karşılaştırmada fransa alır. gidin, görün, yaşayın derim.
