galatasaray'ın kaybettiği karşılaşma oldu. ezilmedik ama bundan çok daha fazlasını yapabilirdi bu takım. çok daha fazlasını da yiyebilirdi.
galatasaray adına maçın adamı olara muslera ve dany gösterilebilir. dany'nin maçın adamlığına aday gösterilmesi işin vahametini gösteriyor aslında. bu adam bu kadar iyi olmasaydı durum farklı olurdu.
eğer melo adam olsaydı, dany'de bugün bu kadar iyi olmazdı herhalde.
melo'ya sövücem ama ondan önce yönetime mi sövsem bilemiyorum. hazırlık dönemini boş geçmesi ligde çok göze batmıyor ama bu maçta o kadar belirgin ki, resmen takımın işleyişini altüst etti. galatasaray'ın doğru düzgün organize geldiği atağı yok gibiydi. maç hızlı tempoda geçtiğinden biz de pozisyon bulduk, manchester de buldu. ama onlar gerek bireysellikle gelişen hücumlarda gerek ikili-üçlü paslaşmalarda olsun son derece organize şekilde geldiler kalemize. kagawa'yla valencia durdurulması imkansız gibi gözüktüler. neden? çünkü melo üzerine düşeni yapamadı. hakan balta da tek kelimeyle faciaydı. bu adam ya sakat. ya da maç içerisinde inanılmaz demoralize oldu. bir pozisyonda da adam gibi savunma yapamaz mısın be arkadaş.
galatasaray ingiltere'nin en güçlü takımlarında biriyle bile fizik olarak kafa kafaya mücadele edecek durumda bir takım olduğunu gösterdi. * büyük bir aksilik olmazsa bu gruptan çıkacak. 6 yıl sonra ilk maç, çoğu oyuncusu şampiyonlar ligi deneyimini ilk kez yaşadılar ama ne bileyim, biraz ruh eksikti sanki. özellikle melo. bu takımın ateşleyicisi ve takım ona gerçekten çok bağlı. savruk savruk sorumsuz hareketler yapması bugün sinirlerimi çok bozdu. yerine engin oynasaydı daha iyi olacaktı belki de. selçuk'u da sahadan sildi bu performansıyla.
oyun fena değildi, skor kabul edilebilir. ama olmadı gibi.