neden eleştirildiğini bir türlü anlamadığım futbolcu.
bu adamı eleştirebilmeniz için biraz futbol bilmeniz gerekir, sonra futbol üzerindeki sistemleri sonra da bu oyuncunun oynadığı takımın sistemini sonra da bu oyuncunun oynadığı takımdaki futbolcuları iyi analiz etmeniz gerekir.
eğer bunların bir tanesini bile bilmiyorsanız "ehehe overated yeaaa" diye sızlanırsınız.
anlatayım ama ben...
1- galatasaray'ın oyun sisteminin en temel özelliği orta saha ve forvet hattının birbiriyle yakın oynamasıdır, forvet oyuncularının orta saha oyuncuları kadar koşması, mücadele etmesi, geriden gelip top alması gerekir. bakınız umut elmander ikilisi. "umut'un ne işi var yeaaa" diyenlere umut'un ne işe yaradığını burada anlatmak için götümü yırtmıştım, şimdi anlaşılıyor...
2- şimdi sistemi anladığınıza göre, umut'un oyundan çıkmasıyla orta sahaya yük bindiğini gerizekalı olmayan her insanın anlaması gerekir. orta sahaya yük bindi mi? bindi. hemde rakip manchester united.
3- orta sahaya binen yükü kim kaldıracak? selçuk inan ve felipe melo. melo'nun durumunu gördünüz mü maçta? zaten formsuz, maç eksiği var ve yineliyorum, rakip manchester united. dolayısıyla melo'nun açıklarını birinin kapatması gerekiyor, o kişi kim? selçuk inan.
4- şimdi ilk üç maddeyi okuduktan sonra ve üçüncü kez "rakip manchester united" dedikten sonra, bu selçuk inan nasıl kendi topunu oynayacak ağalar beyler? adam bildiğiniz klasik süpürücü ön libero gibi oynadı. oynaması gerekiyordu, öyle oynamazsa manu dakikada 2 kez kalemize gelirdi. okey?
devam edeyim mi? daha amrabat'ın geri dönemeyişleri ve özellikle ilk yarıda amrabat'ın açıklarını selçuk'un nasıl kapattığını söyleyeyim mi? o açık kapandı yine yetmedi, hakan balta malum... hoca bu sefer amrabat'la hamit'i yer değiştirmek zorunda kaldı, neden? bu sefer orta saha açılmıştı selçuk inan'ın yokluğundan...
ben bu kadar anlatıyorum ama karşımdaki insanların bu eleştirileri ne amaçla yaptığını gayet iyi biliyorum, amaç değersiz kılmak, amaç zedelemek, öyle kolay harcayamazsınız böyle adamları, o pis, o leş kokan ağızlarınızla, o samimiyetsiz klavyelerinizle yapamazsınız, biri çıkar, haddini bildirir, tek kelime edemezsiniz.