tıp fakültesine adım attıkları ilk günden başlarlar, "tıp okuyom ki ben yha çok karizmatik, artık kızlar teklif eder bana ehehe" diye gezinir dururlar. Zamanla kendi kantinleri yetmez giderler fen-edebiyat, hemşirelik ve özellikle eğitim fakültesi önünde dolaşmaya. Sınıf olur 6, tus çalışmaktan popo göbek hayli büyümüş, saçlar dökülmüş yani iş işten geçmiş hala en yakın arkadaşı "kamil".. Tek çare yemekhaneye dahi beyaz önlükle gitmek. Sonunda gerçeklerin farkına varır aslında ne kadar düz, ne kadar boş bi adam olduğunun.
Mesele önüne verilen slaytları ezberlemekte değil mesele kendini geliştirebilmek.