Sosyal adalet ve barışın sağlanmasında birincil öneme sahip olan, toplumsal dayanışmanın ön koşulu kabul edebileceğimiz sosyal güvenlik tüm yurttaşlar için bir haktır. Bugün bu hakkın herkes için kullanımı bir yana, bizzat ödedikleri primlerle bu sistemin doğal üyesi olan çalışanlar bile bu haktan yoksun bırakılmakta, sosyal güvenlik alanındaki dönüşümle sosyal adalet ve barış bozulmakta, parası olmayanların geleceği karartılmaktadır.
Tek bir sosyal güvenlik sistemi altında tüm yurttaşların eşit, nitelikli bir sosyal güvenlik hizmetinden yararlanması en temel haktır. Bu hakkın sağlanabilmesi için gerekli yasal ve idari düzenlemeler bir an önce hayata geçirilmeli, "sosyal güvenlik reformu" olarak sunulan hak gaspı doğuracak düzenlemeler durdurulmalıdır.
Sosyal güvenliğe ayrılan kaynakların sermaye için ucuz fon-lama aracına dönüşmesi engellenmeli, sermayenin bu alana yönelik müdahalelerinin önüne geçilmelidir. Sistem sosyal dışlanmanın olmadığı, tüm yurttaşları kapsayan bir esasa dayanmalı, sistemin tüm giderleri bütçeden sağlanmalı, sistem vergilerle finanse edilmelidir.
Çocuklar, işsizler, çalışamayacak durumda olanlar, emekliler, dul ve yetimler, yaşlılılar, kimsesizler, sokakta yaşayanlar ve toplumun tüm mağdur kesimleri için çalışma koşullarına bağımlı olmaksızın, insanca yaşamın gerekli koşulları toplumsal kaynakların dayanışmacı bir anlayışla dağıtılması çerçevesinde yerine getirilmelidir.