özgürlük ve dayanışma partisi

entry219 galeri
    37.
  1. PARASIZ, NiTELiKLi, KAMUSAL EĞiTiM

    Kamu hizmetlerinin hızla ticarileşmesi, bu alanın piyasaya açılması, kamusal nitelikteki bu hakların hak olmaktan çıkarılıp metalaştırılmaya çalışılması, yurttaşları müşteriye dönüştürme çabaları bugün yaşadığımız yoksulluk ve yoksunluk görüntülerini daha da derinleştiriyor. Eğitim ve bilgiye ulaşmak, bir meslek sahibi olabilmek, anayasal bir yurttaşlık hakkıdır. Eğitimin eşit, parasız, nitelikli biçimde sunulması için mücadele etmek, eğitimin ticarileştirilmesine ve sermayenin bilim kurumlarını, bilimi kendi ihtiyaçları doğrultusunda kontrol altında tutmasına karşı direnmek büyük önem taşıyor.

    12 yıllık kesintisiz eğitim herkes için bir hak olmalı, bu hakkın kullanımından hiç kimse mahrum edilmemeli, insanların maddi koşulları dikkate alınmaksızın, herkesin bu haktan yararlanması sağlanmalıdır.

    Eğitim, eşitlikçi yapısını koruyabilmesi için, her yerde, herkese aynı nitelikte ve eşit koşullarda sunulmalı, eğitim hizmetine ulaşmadaki tüm engeller kaldırılmalıdır.

    Herkesin kendi yetenekleri doğrultusunda gelişimine olanak veren bir eğitim programı, okul öncesinden yükseköğretime kadar bütünlüklü olarak planlanmalı, eğitimde dışlama değil, kapsayıcılık esas olmalıdır.

    Anadilde eğitim hakkı herkes için sağlanmalıdır.

    Yaşamın her alanında olduğu gibi eğitimde de mevcudiyetini sürdüren kız çocukların mağduriyeti anlayışına son verecek düzenlemeler bir an önce gerçekleştirilmeli, kız çocukların okuma hakkını engelleyen tüm baskılar sona erdirilmelidir.

    Sadece okul binalarına sıkıştırılmış bir eğitim anlayışı aşılmalı, yaşam boyu eğitim hakkının tüm yurttaşlara olanak sağlayacak şekilde düzenlenmesine yönelik eğitim-toplum ilişkisi okullar ve üniversitelerle birlikte kurulabilmelidir.

    Bütçeden eğitime daha fazla kaynak sağlanmalı, eşit, parasız, nitelikli ve ulaşılabilir eğitim hakkı temel bir hak olarak kabul edilmeli ve bu anlayışın hayata geçmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

    Ticarileşmiş, dershanelere endeksli, özel okulculuğu teşvik eden eğitim anlayışı yerine, toplumun öz kaynaklarının eşitlikçi bir anlayışla yeniden dağılımını sağlayacak kamusal bir eğitim planlaması gerçekleştirilmelidir.

    Piyasanın ihtiyaçlarına göre değil, toplumun sağlıklı gelişimine ve insanların kendilerini geliştirebilmelerine olanak sağlayan bir eğitim ve öğretim modeli yaşama geçirilmelidir.

    Okullarda şiddet olarak ortaya çıkan kimi sosyo-kriminal davranışlar (yaralama, cinayet, hırsızlık, gasp, cinsel taciz v.b) eğitim sisteminin birikiminin bir sonucu ve göstergesidir. Geleneksel, muhafazakar, anti-demokratik eğitim yapısı, kararları, süreçleri ve uygulamaları değişmedikçe de devam edecektir.

    Özgürlükçü, katılımcı ve demokratik eğitim geleneğinin yaratılması için bugünden okullarda yerel- yerinden-sürekli katılıma dayanan (öğrenci-veli-yönetici-öğretmen) örgütlenmeleri oluşturulmalıdır.

    Okullardaki şiddetin yapısal kaynaklarının farkında olunmalı, çözüm için; teknoloji ve kriminal denetim değil, süreci demokratikleştiren güvenliği toplumsallaştıran bir yaklaşım benimsenmeli ve bu yaklaşım etkin hale getirilmelidir.
    2 ...