* Günümüzde anti-emperyalist mücadele, hem doğrudan toprak işgalleri, hem de uluslararası sermayenin IMF, DB, DTÖ gibi kurumlarının yapısal programları ve borçlanma mekanizmalarıyla, enerji hatlarının kontrolüyle, fikri mülkiyet haklarıyla, bilimsel ve kültürel hegemonyayla ortaya çıkan yeni egemenlik ilişkilerini hedef almak zorunda. Böylece savaşlara ve işgallere karşı direnişle, emperyalizmin baskı ve sömürüsüne karşı dünya emekçilerinin enternasyonal mücadelesini ortaklaştıran bir anti-emperyalist hattın örülmesi büyük önem taşıyor.
* Emperyalizme bağımlılığı pekiştiren ekonomik, diplomatik ve askeri anlaşmalar iptal edilmeli, askeri üsler kapatılmalıdır.
* Emperyalizmin güvenilir müttefiki rolüne soyunarak, Ortadoğu, Kafkasya ve Balkanlar'da emperyalist tahakkümden pay kapmaya dayanan politikalara son verilmeli, bölge ülkeleriyle barışçı ilişkiler geliştirilmelidir. Bu ilişkilerin sadece hükümetler düzeyinde değil, toplumsal hareketlerin uluslararası dayanışması yoluyla gelişmesi ve kalıcılaşması için mücadele edilmelidir.
* Uluslararası barışın bir garantisi olarak, ekonomik kaynakları, üstelik de insanlığı tehdit ederek tüketen tüm silahlanma harcamaları durdurulmalı ve radikal bir silahsızlanma programı geliştirilmelidir. Nükleer denemelere son verilmeli; nükleer, kimyasal ve biyolojik silahlar imha edilmelidir.
* ABD ve müttefiklerinin Ortadoğu ve dünyanın diğer bölgelerindeki işgal politikalarına karşı koşulsuz bir biçimde karşı çıkılmalı; işgal altındaki ülkelerin halklarının kendi kaderlerini özgürce belirleyebilmeleri için işgallere ve emperyalist müdahaleciliğe karşı mücadele geliştirilmelidir. Savaş ve işgal koşullarında kadına yönelik tecavüz savaş suçu sayılmalıdır.
* Ortadoğu'da uzun yıllardır israil devletinin yürüttüğü işgal ve Filistin halkının haklarını tanımama politikalarına karşı Filistin halkının devlet kurma ve tarihsel haklarına sahip çıkma mücadelesi desteklenmeli ve uluslararası dayanışma geliştirilmelidir.
* Kıbrıs'ta iki toplumlu, iki bölgeli, federasyona dayalı barışçıl bir çözüm yönünde, bir arada yaşama ve barış iradesini ortaya koyan Kıbrıs Türk ve Rum toplumlarının çabaları desteklenmelidir.