uzun bir bekleyiş ve sözlükten kaynaklanan gecikmelerin sonunda kavuştuk dergimize. bu yağmurlu ve kasvetli havaya -bir fincan da kahve ile- keyif katacak bir sayı olmuş... emeği geçen tüm yazarların ellerine sağlık.
çok ilginç ve bir o kadar da enteresan bir konu seçimi... hikaye ilerlerken ne yöne akacağını pek kestiremiyorsunuz ki bu yazarın sonunu nasıl yazacağı konusunda plan yapmadığı anlamına gelir. bir yerden sonra doğaçlama yazılmış denebilir. tek eksiği tasvir olan bir hikaye. bir çırpıda okunacak kadar sürükleyici -ve kısa-. yazarın ellerine sağlık.
--spoiler--
takı satan bir dükkanın önünde durmuş , kahkahalar eşliğinde almışlardı teneke dedikleri yüzüklerini. bir sonraki günün ne getireceğini düşünmeyerek. nereden bilebilirlerdi ki binlerce fit yükseklikten bırakıldıklarında, paraşütün açılmayacağını
--spoiler--
olaydan çok durumun anlatıldığı bir hikaye. mekan zaman tasvirleri neredeyse yok. kuvvetli cümlelerle hikayeyi kotarmış. kısa ve hoş bir hikaye. bir burukluk bırakıyor. yazarın ellerine sağlık.
not: ilk defa kotarmak kelimesini cümle içinde kullandım. bana da saçma geldi...
edir: pipishik arkadaşım sağolsun teyit etti. kotarmak kelimesini doğru yerde kullanmışım... teşekkürler, saygılar... ne kelimeymiş be...