türk halkıyla resmen dalga geçen içişleri bakanı idris naim şahin'in, şehit ailesine yaptığı taziye ziyaretinde artık ne söylediğini bilmez, ağzından çıkanı kulağı duymaz hale geldiğini gösteren açıklaması. gazilik nasip kısmet işiymiş, şehitlik nasip kısmet işiymiş. genç yaşta şehit olmak herkese nasip olmazmış.
peki, mühimmat deposundaki patlamada paramparça olarak ölmek nasip mi? lehimli tabutta gömülmek nasip mi? otobüste diri diri yanmak nasip mi? 300 kişilik çakal sürüsünün saldırısına uğrayığ onlarca mermi yemek nasip mi? sokakta yürürken birden ensene kurşun yemek nasip mi?
terör saldırılarında ölenleri de şehit kapsamına alan bir yasa çıkartan devlet babamıza soruyoruz: gaziantep'teki saldırıda anne ve babasıyla beraber 1 yaşında ölmek nasip mi?
takım tutar gibi parti tutan akpliler dışındaki aklı selim hareket eden, "eleştirebilen" akpliler de sanırız bu adamın bu akıl tutulması halinden rahatsız.
üstelik, kelle koltukta görev yapan, her an şehitliğin "nasip" olabileceği polisler de, polis teşkilatı da bu şahısa bağlı.
ülkeyi kan gölüne çeviren çakal sürüsünün eylemleri karşısında kadercilik oynayan, sonunda getirip her şeyi ama her şeyi dine bağlayan, dinle çözmeye çalışan zihniyetin anadolu insanına şirin gözüküp oy kaybetmeme kaygısıyla yaptıkları açıklamalar gerçekten de ibretlik.
