şamil tayyar ağzıyla yazılmış külliyen işkembe-i kübra'ya dayanan bir yazı. yedi ceddi kapıcılıktan ileri gitmemiş bazı dongozlarda görülen bu stratejik pek mühim adam şekilleri acınası. artık komik bile gelmiyor. türkiyenin başına gelen bu yeni dalga kendini halk olarak tanımlamayı pek sevse de aslında yöresel ve etnik motifler adeta özüne nüfuz etmiş bir taşra yapılanmasından başka bir şey değil. aç gözlü, onlarca yıldır adam akıllı bir meslek yapamamanın getirdiği ailevi ve genetik görmemişlik, emeksiz, dolapla kazanılmış mevkilerin getirdiği kör edici sarhoşluk.
sonrasında en bilmediğin konularda maksatlı veya değil gelsin sallamasyon fikirler.
çok derinlemesine girip yazıyı yazan zihni ciddiye alamayacağım. hem cevaba değecek bir argüman yok hem de asıl amaçları adam sanılmak. o yüzden öyle dursun.
ancak onlar da şöyle yapıyor, bunlar da böyle yapıyor diye örneklenen ülkeler terörle mücadeleyi başaramamış memleketler. başaran uluslardan hiç örnek yok mesela rusya, mesela israil, mesela iran...
işlerine gelmiyor tabi...
terörle mücadele intikamcı ve şiddetli tedbirlerle başarılır. uzlaşmacı yöntemlerse bir takım çıkar gruplarının kamuoyunu bıktıran tepkisizlikle çözüm adı altında feragat ve imtiyaza dayalı ihanet anlaşmalarına razı etme şeklidir.
istenen arsızca imtiyazlara evet denilerek terörün biteceğini iddia etmenin bu yıl çok kar eden bir holdingin seneye kepenk kapatacağını zannetmekten hiç farkı yoktur. osmanlı döneminde sırbistan, bulgaristan ve yunanistan'ın elden çıkma sürecini okursanız yönetici profilindeki aymazlık ve işbirlikçilik açısından paralelliği de göreceksiniz. bu olayların bitiş şekli de yukarıdaki yalanlara neden inanmamanız gerektiğini anlatacaktır.