genç kadınlara hayatlarındaki olumsuzluklarla mücadele etmektense beyaz atlı prens beklemelerini öğütleyen masaldır. andersen bu amaçla yazmamıştır belki ama mesaj budur. bir çok genç kadının gece yatarken kurduğu hayallerin temelini oluşturur. beyaz atınıza kendiniz sahip olun bunun için savaşın hatta daha sonra isterseniz atınızla birlikte gidip prensinizi alın diye değiştirmek istediğim masaldır.ayrıca;
--spoiler--
işte o gün bu gündür kadınlar, ayaklarını erkekler tarafından belirlenmiş kalıplara sıkıştırmaya çalışır, böyle yaparak erkeğin 'prensesi' olacağını düşler dururlar. zaman geçtikçe topallamasının, kendini depresif hissetmesinin sebeplerini sürekli kendi eksiklerinde arayarak ve pabuç'un ne denli geçerli olduğunu hiç düşünmeden.
erkekler ise ellerindeki 'ayakkabıya' (veya düşlerindeki kalıba) 'ayağını' (kendini) sıkıştıracak kadını arar; 'ayağı sıkışmış' bir kadının ne denli gerçek, ne kadar huzurlu, mutlu olup mutlu edebileceğini bile düşünemeden ve birlikte yalınayak yaşayabilmenin özgür keyfinden habersizce.
--spoiler-- *