soğuk olmasa da kalın bir hırkanın giyileceği ankara akşam üstlerinden biriydi yine. sıradan bir gün; yani hava kasvetli, biraz kapalı. sonra inceden yağmur atıştırmaya başladı. hep böyle olur zaten kasım ayında ankarada. esas kız çantasından bir şemsiye çıkardı, görünürde sağlam bir şemsiyeydi ama hafif bir rüzgarda nalları dikecek gibi de görünmüyor değildi. Derken atıştırmaya başlayan yağmur şiddetini artırdı. esas oğlan, oğlan olmanın verdiği cevvallikle esas kızın elinden bir erkeğin olması gerektiği kadar sert ve bir kızı şaşırtmayacak ve canını yakmayacak kadar yumuşakça aldı şemsiyeyi. kız o an esas oğlanın yüzüne baktı, aslında gözlerine bakması gerekiyordu ama hiç bir zaman buna cesaret edememişti, sanki gözlerine baksa oracıkta bayılıverecekti,neyse konumuz bu değil zaten, oğlan süpermen edasıyla ıslak mithatpaşa caddesi kaldırımında kızın kulağına eğilip " şemsiyen ne kadar kırık olsa da ben yanında oldukça bu yağmurlar seni ıslatmayacak" dedi ve esas oğlan uzun yolun sonunda esas kızı durağına götürdü ve otobüsü beklemeye başladılar, çok geçmeden otobüs geldi, esas kız tam otobüse binerken döndü ve esas oğlana" sen benim yanımda oldukça ne sağlam şemsiyeye ne de sağlam bir geleceğe ihtiyacım olur" dedi ve otobüsüne bindi. sevgilinin söylediğini unutulmayan sözler serisi vol.1