beşiktaş

entry19394 galeri video96 ses2
    6440.
  1. bu bir itiraftır. babam çok koyu bir beşiktaş'lıdır. yeri geldiğinde sert, yeri geldiğinde yumuşak, anlayışlıdır. klasik, standart bir babadır işte. konu futbol olunca onun için akan sular durur. örneğin; 10-11 yaşlarındayken akşam saat 10'da yatağa girilirdi, ertesi gün okula gitmek için erken kalkmak zorunda olduğumuzdan, ama o zamanlar 22:00 civarında avrupa maçları olurdu. bayern'nin, real'in maçlarını izlemek istediğim de babam çıtını bile çıkarmazdı gece 1'e dahi kalmama. işte böyle bir futbol sevgisi vardır babamda. oğlu yeter ki futbolu sevsin, sporu sevsin...
    böyle bir babanın oğlunun, başka bir takım tutması düşünülemez gibi geliyor insana. ama babam hiç bir zaman takım tutma konusunda en ufak bir baskı, yönlendirme yapmamıştır. dün fatih altaylı'yı dinlerken bu yazıyı yazma gereği duydum. orada programın sonunda altaylı'nın dediği; ben kesinlikle g.s dışında takım tutan kimsenin çocuğuna, "g.s tut diye herhangi bir teklifte bulunmam" benim çocuğuma da bulunulmasını istemem demişti. işte benim babam malesef bu kurala uymadı, benim başka bir takımı tutmama engel olamadı. aslında esas kötülüğü bana yaptı. çocukluğumda dahi içimde hep beşiktaşın asil bir tarafı olduğuna dair bir his vardı. büyüyünce o hisin aslında gerçek olduğunu gördüm. çünkü mahallenin en delikanlı, bitirim çocukları hep beşiktaşlıydı. ben dönekliği kendime yediremediğim için beşiktaşlı olamadım, ama çocuğum olursa onu beşiktaşlı olarak yetiştireceğim. ah baba ah...
    0 ...