şimdi şöyle ki, kendisini türk milliyetçisi olarak tanımlıyor ama ben faşist dediğim zaman karşı çıkıyor. ikisi birbirinden farklı şeyler değildir. kişiliğin faşist senin. bir ölümü kullanarak şurada oy derdine düşüyrsun. çok sevdiğin vatanı kullanarak prim yapıyorsun. ne tarih bilgin ne coğrafya bilgin yok halbuki. her şeye bir cevap vermişsin de füze kalkanı ve amerikan üsleri ile ilgili olan aktivitelerini söylememişsin. neden? çünkü yok. çünkü sizin vatan severliğiniz uzaktan sevmekle kafi.
bu vatanın senin olduğunu kanınla kanıtlayacağını söylemiştin...kanıtlamanı istiyorum sevgili yazar. ama senden önce bu topraklarda yaşamış olan halklar da aynı şekilde ispatlarsa ya? o zaman ne olacak???
insanlar topraklara sahip olmazlar sevgili yazar. çünkü fanidirler. insanlar ölür topraklar kalır. örneğin en köklü imparatorluk olan bizans imparatorluğu bile mimarileri ile vs kalmıştır. ama şimdi onlara mı ait bu topraklar? elbette değil. barbar kavmin biri gelmişş ve malazgirt savaşında omuz omuza savaştığı halkı eze eze oralara ben sahibim demiş.
lla ki birileri bir şeye sahip olacaksa sahip olan taraf toprak olur ki biz de ömrümüzün son deminde onunla buluşuruz zaten.
yüz yıllarca bir sömürü düzeni bir inkar politikası sürmüş gitmiş. insanlar konuştukları için öldürülmüşler, ekmek bile isterken bilmedikleri ama konuşmak zorunda oldukalrı bir dil dayatması ile karşılaşmışlar. vs vs...
uzar da gider bu hikaye sevgili yazar. ama şu yazıyı okuduktan sonra bile fikrinin gram yerinden hareket etmeyeceğini düşündüüğümden bitirmiyorum bunu. zaten siz ve sizin gibiler okumayı pek sevmezsiniz. okusanız da kafanızdaki üçgeni büyütmek için okursunuz.
ama bilmeni istediğim bir şey var sevgili yazar. milliyetçilik ve ırkçılık birbirinin aynısıdır. ırkçılık şiddetle harmanlanmış milliyetçiliktir. ve albert einstein der ki; milliyetçilik belli miktarda bir zeka geriliği üzerinde biçimlenir.