bir dönemler seyir zevki had safhada olan fakat son birkaç yıldır ciddi bir düşüşe geçmiş dünyanın en popüler basketbol ligi. güç dengeleri ile mücadelenin heyecanını, seyircilerde merak duygusunu kamçılamayı sağlayan mali yapısı ve yazısız kuralları ile(bir süperstar gerçekten süperstarsa, birkaç rol arkadaşı ve şahsi tabancasıyla savaşa girer, süperstarlar topluluğuyla değil) ciddi manada çok güzel sezonlar izlememizi sağlayan bu organizasyon, bu yapısını yok ederek yeni bir çağa adım atmaya hazırlanıyor. fakat bana kalırsa bu yeni yapı, nba in geleceği açısından pek hoş getirileri olabilecek bir yapı değil.
sorun şu ki, evet eskiden de pasta her takıma eşit bölünmezdi belki fakat takım başına düşen star sayısı hiç bu yılki kadar bariz farklar barındıran bir yapıda değildi bu ligde. düşüşe geçmiş takımlar için yardıma ''draft'' koşardı, ne bileyim mali açıdan kulüpler arasında dağlar kadar farklar yoktu, en önemlisi her gm ve taraftar ''eğer bir gün bir genç süperstar patlatır ve takımı da onun etrafında kurabilirsek bu ligde tepeye oynayabiliriz'' in umudunu taşıyordu. fakat şimdi öyle mi allahasen? son yıllardaki yetenek fakiri nesillerin draft'e olan kötü etkisi sonucu artık ilk sırada seçilen oyuncular bırakın takımı sırtlamayı, role player rütbesinin üzerine gelecek yıllar da dahil olmak üzere çok da fazla çıkabilecek potansiyelde olmayan tipler. yani biri tutup da kim bu sarı çocuk (bkz: dirk nowitzki) dediği birinden sonraları milyonlar kazanabileceğine inanmıyor artık.
kapitalist bir iştahla piyasadaki tüm iyi adamları toplayıp en büyük olma hırsına vize veren yapısıyla, nba in altın çağlarını yaşamış nesiller için ''hey gidi'' çektirebilecek anları yaşatabilir durumdadır. ah stern, vah stern...