Askerler de "kaos maos anlamam. Bizim görüşümüz bu" diye yanıt verdi..
Siz hiç böyle bir olaya tanık oldunuz mu?
Müstakbel Cumhurbaşkanı adayının durumuna bakın..
***
Gelelim 1 Mart tezkeresi pişmanlığına..
Erdoğan diyor ki; "Koalisyon güçleri içinde olsaydık. Orada 10 bin askerimiz olsaydı. Ne terör örgütü orada olabilirdi ne de duymak istemediğimiz şeyler olurdu"
Yani Kürdistan kurulmazdı..
PKK diye bir örgüt de kalmazdı..
Peki sorumlusu kim.. Suçlusu kim?
Onlarca yıl uğraşacağımız bu girdaba bizi kim soktu?
Hangi dar görüşlü politikacılar?
Hemen söyleyeyim..
Başta Meclis Başkanı Bülent Arınç..
"Iraklı çocuklar için hüngür hüngür ağlıyorum" diyerek tezkereyi engelleyen taşra avukatı..
Küçük, dar dünyası bugünleri görmesini engelledi..
Hatırlayın o günleri.. Bir de karşımıza geçip "demokrasi bu işte, Avrupa bizi alkışlıyor"diye afra tafra yaptı..
Şimdi ne diyor acaba..
Konuşsa ya..
Türkiye nin başını belaya soktum dese ya..
PKK saldırıları başlarsa, yine şehit vermeye devam edersek bunun sorumlularından biri de benim dese ya..
Bugünleri göremedim diye hüngür hüngür ağlasa ya..
Aklım, bilgim, kültürüm yetmedi diye özeleştiri yapsa ya..
Nerede..
O yine politika yapmaya devam eder.. Hatta Cumhurbaşkanı olmak bile ister..
***
Üçüncü önemli nokta..
Başbakan, askerler konuşuyor diye kızıyor..
1 Mart sorulduğunda da konuşmadılar diye askerlere kızıyor..
Keşke "Komutanlarımız da o zaman bunları söyleselerdi" diyor.. Yani bu işe girmeliyiz sözünü yüksek sesle telaffuz etselerdi..
Hani son söz hükümetindi.. Verseydin kararını..
O günkü taktikleri şuydu.. Askerler istesin, biz Meclis ten karar çıkaralım.. işler iyi giderse böbürlenelim..
Kötü giderse suçu askere atalım.. Onlar istedi diyelim..