felsefe olanı ''karma felsefesi'' başlığı altında incelenseydi daha bir güzel olabilirdi sanki ama etliye sütlüye karışmayan imajımı zedelememek için böyle gelmişse böyle de gitsin diyerek felsefeden bahsetmeye başlıyorum.
ehuehu diye izlediğimiz earl dışında, tarkan tevetoğlu'nun da felsefesidir karma. birbirlerinden haberdarmıdırlar bilemem ama aynı ögeleri taşır ikisinin karması da.
aslında felsefenin özü, ''sen insanlara iyilik yapacaksın, senin iyilik yaptığın kişi bir başkasına iyilik yapacak, bir şekilde senin yaptığın iyilik seni bulacaktır. bizdeki iyilik yap denize at sözünün karmaşıklaştırılmış hali yani.
bir gün anladım aslında ne demek istediğini. şirket arabasıyla acilen işyerine gitmem için talimat aldım. yola çıktım ancak istanbul trafiği malüm. yine de her şey yolundaydı. tek şerit gidiş tek şerit geliş yolda ara sokaktan önüme girmeye çalışan bütün araçlara yol verdim. gerçi arkadmdaki arabalar durumdan pek memnun değillerdi ama kornalara aldırış etmiyordum. felsefe beni etkisine almıştı.
derken benim yol verdiğim araba da yan sokaktan önüne girmeye çalışan arabalara yol vermeye başladı.
adam benim iyilik yöntemimi almıştı. felsefenin ilk ayağı gerçekleşmişti yani; benim iyilik yaptığım kişi bir başkasına iyilik yapıyor. mutlu oldum.
derken onunla benim arama giren arabalar da diğer arabalara yol vermeye başladı. o an felsefeden hoşnut olmayanlar yalnızca benim arkamda kalan arabalardı. korna ve bana kadar gelen ''hadi laönnn'' seslerinden hoşnut olmadıklarını anlamak zor olmuyordu.
ışıklara gelmeden hemen önce son bir arabaya daha yol verdim. yol verdiğim araba ışıklarda geçti ancak bana kırmızı yandı. elbette durdum.
tam da durduğum yerde karşıdan gelen araç bodozlama bana çarptı. hassiittir noluyo lan diyemeden adam inip özür diledi. polisi çağırdık ve yaklaşık bir buçuk-iki saat orada bekledik. sonunda 52 ytl, ''hiçbir şey yapmana gerek yok biz seni her halükarda zikeriz'' cezasını yiyip işyerine gittim. patronlarla aramdaki diyaloglardan bahsetmiyorum bile.
şimdi bakalım neler olmuş:
iyilik yapmışım,
benim iyilik yaptıklarım başkalarına iyilik yapmış,
onların yaptığı iyilik yüzünden ışıklara yakalanmışım,
iyilikten nasibini almamış bir dangoz bana çarpmış.
karma olmasaydı:
iyilik yapmayacaktım,
benim iyilik yapmadıklarım başkalarına iyilik yapmayacaktı,
ışıklara yakalanmadan geçecektim,
dangoz arkamda kalan birine çarpacaktı.
