salak olarak tanımlanması tasvip edilmeyen modeldir. çünkü bu korkuyla büyümüştür. en ufak yaramazlığında cehennem hatırlatılmıştır. en küçük yalanında yakacağı söylenmiştir. güçlü kuvvetli bir erkek modeli kazanmıştır bu insanın bilinçaltına. istediği an istediğini yapabilecek gücü vardır çünkü onun.
ne vardı, çocukluğumuz, allahtan korkutularak geçmeseydi? ne vardı onu, güçlü kuvvetli bir erkek olarak değil de şefkatli ve sevgi dolu bir kadın, bir anne olarak düşleyebilseydik? her insan babasının otoritesi karşısında korkar. çünkü o karar verendir. çünkü o ceza verendir. çünkü o izin alınması gerekendir. ama anne öyle mi! o sıcacıktır. ağlamak için her zaman boşta bir omzu vardır. üzülmemesi gerekendir anne. güveninin boşa çıkarılmaması gerekendir. sevendir. açıkları kapatandır. bağışlayandır. yani aslında allaha ait olduğu söylenen vasıfların bir kısmı anne ve babada mevcuttur.
insan annesinden de korkar. ama bu korkunun ana besini sevgidir. insan onu üzmekten korkar. keşke her çocuğa böyle bir allah anlatılsaydı. keşke hep erkekliğe mal edilen sert yanı değil de biraz da kadın yüzü anlatılsaydı allahın.
bilmiyorum düşüncelerimde kitaplarda günah olarak tanımlanan şeyler var mı. ama ben böyle sevmek, böyle bilmek istiyorum onu. bana huzur veriyor bu. cenneti de cehennemi de umursamıyorum. annemi üzmemeye çalıştığım gibi onu da üzecek bir şey yapmamaya çalışıyorum. ve aynı annemde olduğu gibi herhangi bir ödül beklemiyorum bunun için. beni sevsin yeter. bu da ona kalmış bir şey. sevmesini isterim ama bunu beklemem. yaptıklarımı bu beklentiyle yapmam. hani ateistlerin çok sevdiğim bir yanı var. ne kadar tanıdığım ateist varsa iyi insanlardı. kimseye zararları olmazdı. ve hiç ödül beklemezlerdi. o kadar güzel ki bu. ben ateist değilim belki. bir yaratıcıya inanıyorum. ama yaşamı ateistler gibi düşlüyorum. ne cezadan korkuyorum ne de ödül bekliyorum. sadece iyi olmaya çalışıyorum. en güzeli de bu.