Bir gün önce ruh çağrılmış, üstelik gelmiş evde 2 kişi içmeye karar verilir. anne-baba-kardeş evde değildir birkaç gün.
yemek olarak fasülye pilaki bırakılmıştır anne tarafından. yanına önce rakı açılır, birer duble içilir. bir dublenin 19 yaşındaki bir bünye için "yeter" olduğunun farkında da değilizdir.
üstüne arkadaşın nerden bulduysa getirdiği vermut içilir, hem de bolca içilir. "ruh" meselesi kafayı kurcalamakta, "ya hala bu evde ise" diye tırsılmaktadır.
Sonrasını bana anlattıklarından biliyorum, sokaklarda naralar atmış, ligstrümlere kusmuş, "tuvalete gidiyorum" diye tırmanmaya çıktığım merdivenlerin son basamaklarında sızmışım.