Recep Tayyip Erdoğan'ın bir süre önce ima ettiği, dün itibariyle de uygulamaya koyacağını söylediği proje.
Sabah uyandığımda içeriden gelen sesle irkiliyorum. Bir defa ses "Ey!" "Hey!" gibi nidalarla başlıyor. Erdoğan dershanecilere sesleniyor. Uzunca zamandır savaşa gider gibi insanlara hitap ettiği için insanların buna alıştığını düşünüyorum. Yoksa ben de mi alıştım bu tehditler savuran tuhaf üsluba?
Evet, dershaneler son buluyor diyor Erdoğan. Üstelik gazetelerin ilk sayfaları da bu haberle dolu. "Kimse kusura bakmasın. Bu vatandaşımın talebi. Vatandaş dershane varsa okul niye var. Okul varsa dershane niye var diye soruyor." diye sesleniyor bağırarak. Bunu engellemek için bulduğu çözüm mü? Çözüm dershaneleri kapatmak. Okulları kapatmak demediği için derin bir nefes alıyoruz. Olur mu olur.
Sayın başbakana ve onun sayın milli eğitim bakanına buradan sosyal medya aracılığıyla naçizane bir ileti gönderelim.
Sosyal olgular ve bunların sonunda ortaya çıkmış kurumlar kanser hücresi değildir. Ameliyata sokup kanserli kısmı atarak bu tür sorunlardan kurtulamazsınız. Sorun başka yerden, daha çok hasar vererek ortaya çıkar. Kesip attığınız şeyin yani dershanelerin öğretmen dışında hiç kimseye zararı yoktur. Faydası olmuştur. Öğretmenler sömürüldüğü için en çok zarar gören unsur olmuştur bu sistemde.
Okul varsa dershane niye var sorusu doğru bir sorudur. Ama soruyu ortadan kaldırmak için yapılmaya hazırlanan hamle hazindir. Dershane devletin ve özel okulların yetersizliğinin, donanımsızlığının ve aczinin bir göstergesidir. Dolayısıyla sorun devletin başındakilerin sorunudur. Devlet üzerine düşen görevi hiçbir zaman layıkıyla yapmamıştır. Çünkü Türkiye'de devlet, eğitimi hep bir yük olarak görmüştür. En az değeri devlet de insanlar da eğitime vermiştir. Bunun sonunda okulların son derece yetersiz * olduğu bir ortamda ortaya dershane denilen kurumlar çıkmıştır.
Şimdi sayın başbakan ne diyor? Sanki devletin değil özel dershanelerin kabahatiymiş gibi bir hamasi konuşma yapıyor. Bu kurumlardan vergi toplayan devlet değil miydi? Bu devletin müfettişleri yalandan denetlemeler yapıp dershane sahipleriyle öğlen yemeğine çıkmıyor muydu?
Devletin Türkiye'deki eğitim boşluğunu doldurması imkansızdır. Üzerine basa basa söylüyorum. imkansızdır. Ne böyle bir gücü vardır ne de böyle bir niyeti. Bunu yapacak yetişmiş kadroları da yoktur. Olsa da onları atamaya niyeti yoktur.
insanların şunu anlaması gerekir. Geç bile kaldılar. Yapılacak bu hamle daha pahalıya patlayacaktır. Özel dersin patlama yapacağı bir ortamda iki derse ödedikleri para bütün yıl ödedikleriyle eşit olacaktır.
Başbakanın konuşması başka tuhaflıkları da içinde barındırıyor. Konuşmada dershane olgusunun ortadan kaldırılmasının sistemin düzeltilmesiyle doğru orantılı olacağına dair en ufak bir ayrıntı yoktur. Yani devletin görevini yerine getiremediğini kabul etme gibi bir şey söz konusu değildir. Bir suçlu seçmiştir başbakan. O da dershaneler olmuştur.
Bu mantık kusura bakmayın ama hiçbirşeyi düzeltmez. Bu, içi boş bir mantıktır. Öğretmeni sömüren bu garip kurumların Türkiye'de nasıl bir açığı kapattığı da görülecektir. "Biz neden dershaneye para ödüyoruz?" diyen cahil veliler de boylarının ölçüsünü bu kurumlar ortadan kalktıktan sonra alacaktır.
Eğitimin kalitesini yükseltmek bu işin tek çözümüdür. Diğer çözümler oyalamadan, popülizmden başka bir şey değildir.