oyle uzayli olmaz

entry1 galeri
    ?.
  1. Diyecektim demesine de, 'peki hayatın boyunca kaç uzaylı gördün de nasıl olacaklarını biliyorsun' diye dalga geçeceksiniz.

    Bunda da haklı olacaksınız. Ortalıkta bir uzaylı muhabbetidir gidiyor ama bugüne kadar başarıp da şöyle kanlı canlı bir uzaylı gören yok, uzaylılar tarafından kaçırıldığını ve ırzına geçildiğini ileri süren histerik Amerikan karılarını, ya da onları taş atıp kovalayan Türk köylülerini saymazsak...

    işin matrağı, kabaca uzaylı denilip geçiliyor ama bunların hangi galaksinin hangi güneşinin hangi gezegeninden geldiklerini söyleyebilen de yok. Aralarında da epeyce fark olması gerekir. Öyle ya, niçin Andromedalılar, Siriuslulara benzesinler?

    Fakat, hiçbir yerden hiçbir şekilde gelemeyeceklerini söyleyen var: Bilim.

    Çünkü, rölativite, yani izafiyet, yani görecelik diye bir kuram var, üstelik daha 1919 yılında kanıtlandı.

    Buna takılıp tökezlememek, Einstein'ın 'etrafından dolanıp arkasına geçmek için' bilim-kurgu yazarları, uzaylılara 'anti-gravite' gibi, yani çekim kanununa direnmek gibi numaralar atfediyorlar, onları 'uzay-zaman sürecindeki solucan deliklerinden' ya da 'kara delikten geçmek' gibi teorik fizik biliminin gerçekte uygulanamayacak bulgularından yararlandırıyorlar.

    Bunların hepsi palavradır. Hiçbir uzaylı buralara gelemez, biz de oralara gidemeyiz.

    Ancak bizim sistemimizde olmaları gerekir. Ya bilinen gezegenlerden birinde (ki bunların hiçbirinde hayat olamayacağı kanıtlandı), ya da sistemimizin henüz bilinmeyen, ya da eskiden bilinip de şimdi unutulmuş bir başka gezegeninde!

    Ama bunu söyleyince de gülüyorsunuz canım kardeşim... Ya da aklınız basmıyor.

    Evrende bizden başka canlılar, hem de akıllı canlılar, üstelik bizden daha ileri canlılar olması, istatistik bilimi açısından mümkün. Hatta, mümkün değil, muhakkak gibi. Olasılık oranı 1'e yakın.

    Ancak bunlarla 'bizim aklımızın erdiği şekilde ve düzeyde' iletişim kurulamaz.

    Kaldı ki, bunların, Hollywood sinemasının gösterdiği şekilde birtakım canlılar olamayacakları da kanıtlandı. Kim mi kanıtladı? 'Ergonomi' bilimi.

    Yamru yumru, abullabut yürüyen sarsak canavarların, bırakın uzay aracı uçurmayı, herhangi bir teknoloji üretebilmeleri mümkün değil.

    O canavarların öyle hareket etmeleri, sinemanın teknik sınırlamalarından kaynaklanıyor. Uzaylılar da, robotlar da, 'doğal insan hareketi verilemediği için' paytak paytak yürüyor, sersem sepelek davranıyorlar.

    Elbette 'ciddi geçinen' filmlerden sözediyorum; 'Gora' gibi, uzay muzay filmi olmayan, uzay ve uzaylılar kavramından 'gırgır şamata yapabilmek' amacıyla yararlanan ve 'aslında Türk insanını eğlendirerek eleştirmek' amacını taşıyan güldürüleri geçiniz.

    Amerikan uygarlığının bu uzaylı korkusu aslında 'Sovyet korkusunun' izdüşümüydü. Çocukluğumda okuduğum ve neredeyse satır satır hafızama çakılmış o müthiş 'Seyyareler Çarpışıyor' romanında, orta galaksiyi ele geçirmeye çalışan Şor Han, aslında Stalin'den başkası değildi!

    Şimdi o korku dağıldı, bu sefer de meteor korkusu başladı. Bu da son derece gerçekçi ve haklı bir korkudur. Keferedeki 'Müslüman korkusu' da ayrı tabii!

    Peki asıl amaç ne? Yalnızca sivilceli yeniyetmelere bilet kesip babalarının verdiği harçlıktan ayırdıkları paralarını almak mı?

    Amerika, edebiyatıyla, sinemasıyla, yıllardır insanlığı 'bir şeye' hazırlıyor. Ki, gerçekleştiği zaman artık herkes kanıksamış olsun, doğal karşılasın ve Serdar Turgut'un da dün belirttiği gibi, kurtarıcı olarak Amerika'yı görsün.

    Neye olduğunu söyleyeceğim ama ama bu kez de gene en başta Serdar dalga geçecek!

    engin ardıç
    0 ...