peygemberim(sav) hz.haticeyi çok severdi, kızı fatıma onun emanetidir, ve öksüz dür diye üzerine fazla düşmüştür, oysaki kendisi hem yetim hem öksüz olarak şefkati öğretti bize nfk bu konuda, "biz merhemti ve şevkati mekkeli bir yetimden öğrendik" der,
ama en önemli özelliği olarak, bir çok hadisi bire bir yaşamış olarak hadisçilere aktarmıştır,
örneğin; "Ey kızım Fatıma! Babam Peygamber diye güvenme rabbine karşı kulluk vazifeni yap, vallahi ben senin namına hiçbir şey yapamam.
Peygamberimiz Hz. Fatıma ile Hz. Ali evlendiklerinde Hz. Fatımanın elini Hz. Alinin eline koyarak şöyle buyurdular: Ey Ali Bu, Allahın, emaneti ve Onun resulü olan Muhammedin senin yanındaki emanetidir. Öyleyse Onu gözet ve ona iyi bak biliyorum ki, sen bunu yapacaksın. Bu sevgi ve hüzün dolu bir babanın emin olduğu damadına karşı bile kızı ile ilgili son uyarılarını yapmasıydı,
ve bir gün hz. Ali ile Hz. Fatıma arasına da ufak bir tartışma olmuştu. Bu tartışmadan hemen sonra Peygamberimiz Fatımayı ziyarete gelmişti. hz. Ali ile Fatıma babalarına bir şey belli etmemeye çalıştılar. Peygamberimiz kendisi için serilen sergiye uzanmıştı, duygu yüklü olan Fatıma geldi babasına sığınırcasına başını onun omzuna yaslayarak kucağına uzandı. Eşinin peygamberimizin kucağına sığındığını gören hz. Ali gitti peygamberimizin diğer omzuna da o başını yaslayarak, yanına uzandı. Peygamberimiz aralarında bir sorun olduğunu anlamıştı. ikisinin de elinden tutarak kendi göğsünde ellerini birleştirdi ve öylece bekledi. Peygamberimizin bu tavrı eşleri birbirlerine kaynaştırmış ve barıştırmıştı.