henüz daha kendimizi tanıtamadığımızın bir göstergesi olan festivaldir. şöyledir ki;
festival düzenleyen kişiler kendi kafalarına göre adam çağırmaktadır. dinleyici anketleri falan yoktur. (gerçi rock n coke da da var ama geyiğine) adamın çocuğu falan sum 41 dinliyordur. kızı avril ile 'he was a boy she was a girl' diye çığlık atıyordur. adamın kafasından da fikirler geçiyordur; 'gençler bunlara hasta, hem bunlar çok para falan da istemez, piyasaya rahat oynarsın hede hödö'.
gelelim ikinci kısma ki burası en acısı. büyük hatalı bir genelleme. ve hemen arkasından gelen glastonbury varikitlesel karışım. avril lerin tori amos larla sinead o connor ların sum 41 lerle yanyana çıktığı festival olmaya çalışılması. yanlış anlaşılmasın ki sinead o connor sevmem. pek bi severim. 100th window dan sonra daha ayrı bir severim. tori amos da en güzel duyguların insanıdır benim için. ama bu noktada da 3. sorun geliyor.
isimler çok az, ve aşırı zayıf. yani tori amos iyidir, cake güzeldir, pain of salvation da idare eder. ama bu isimler bir festivali kurtarıcak kadar iyi değildir. artıdan bu tarz insanların gerçek dinleyici kitlesine böyle festivallerle ulaşamazsınız. örneğin;
sıkı bir massive attack fanıyım diyelim. çok seviyorum. konser veriyorlar. 6-7 grup çıkıcak. ama listeye bir bakıyorum linkin park var. avril lavigne var. vs vs. gideceğim festivalden soğuyorum. 'ulan ma kaçmaz ama ben bu adamlardan nefret ediyorum, bunları dinleyenlerle aynı ortamda bulunmak istemiyorum bik bik bik' diyorum.
kanımca ülkemizde festivallerin artık kategorileşmesi lazımdır diye düşünmekteyim.