bundan yaklaşık yirmi yıl önce bayağı bir fark yaratan nesnelerdir. Şimdi anlatacağım olayla anadolu'da bir köy okulunu kafanızda canlandıracağımı düşünüyorum. Artvin'in savsat ilçesinde bir köyün yaklaşık 100 nüfuslu bir mahallesinde ilkokula başladım. Sene 1991. Okulun toplam nüfusu 25-30 civarlarında. Beş sınıfında bir derslikte toplandığı birleştirilmiş sınıf uygulaması olan ve öğretmeni iki yıllık veterinerlik mezunu olan bir okul. Okul çağına gelen ben babamın o dönemde etrafa göre maddi olanakları yüksek bir ortamda okula başladım. Arkadaş çevrem ve köyde ki sosyal ortam dolayısı ile babamın durumu ne kadar iyi olursa olsun bende yoksunluklarla büyüdüm. Babam kamyoncuydu ve bir gitti mi üç dört ay sonra eve gelirdi. Tam da okulların açılacağı dönemde uzun bir iran yolculuğundan sonra eve döndü. Elinde paketlerle kapıdan içeri girerken büyük bir siyah poseti bana uzattı ve "al bu senin" dedi. Poşeti açtım ve bir anda kalakaldım. Aman allahım! O ne güzel bir okul çantasıdır. Kırmızı renkli, üst kısmında kalem koyma yeri bulunan, üzerinde araba resminin olduğu bir çanta. O dönemde çocuklar evde siyah bezden yapılma şimdi ki kadın çantalarına benzeyen bir çanta ile okula gelirlerdi. Neyse defter ve kalemlerimi doldurup çanta ile okula gittim. Yalnız o çocuk aklımla bile çantanın beni ötekileştirdiğini farkettim yavaş yavaş. Akşama eve gelince çantayı kanepenin üzerine koyar ve seyretmeye başlardım. Daha sonraları ona olan sevgim giderek azaldı ve yerini başka nesnelere bıraktı. Şimdi düşünüyorum da o çanta 4. Sınıfta ki ilk mavi önlüğümle birlikte o günlerden aklımda kalan tek tük nesnelerden biriymiş. Bu konuda bugün yazacaklarım bu kadar.