ideolojisinin sığ oluşunu kendisi kanıtlamış yazardır.
öncelikle kadir mısıroğlu'nun mehmed akif muhalefeti ile hesapta maden bulmuş bu arkadaş.
mehmed akif'in doğrusu var, yanlışı var.
kadir mısıroğlu'nun doğrusu var, yanlışı var.
fatih terim'in doğrusu var, yanlışı var.
peygamberler haricindeki hiçbir ademoğlunu %100 destekleyemeyiz.
mehmed akif öyle veya böyle islam şairidir. islam peygamberi değildir. artıları ve eksileri değerlendirilebilir.
külliyen desteklemek, yanlışı görmemek hiç kimseye fayda sağlamaz.
akif'in hatası, abdülhamid'e hayvan, merdud, baykuş, korkak ve daha nice hakareti etmesidir. bunu destekleyemeyiz.
"ancak bedrin arslanları bu kadar şanlı idi" mısrasını destekleyemeyiz.
fakat "ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber. sana avcunu açmış duruyor peygamber" mısrasını da sevmesek olmaz.
ama şimdi bizim karşımızda duran ideoloji bunu anlayamaz. onların kafası, bir adamın tüm yanlışlarını doğru göstermek üzerine kurulduğundan dolayı eleştirinin ne olduğunu pek bilmezler. son 10 senede öğrendiler.
aslında ikinci paragraf da aynı mantıkla yazılacak şimdi. "yanlışları örtbas etmemek".
videoyu en az 1 sene önce gözümle izlemiştim. izleyince de "aaa ekmek buldum" diye salyalarım akmamıştı.
diyor ki kadir hoca; "korma diyorsun, ne korkacağım dünya benden korksun desene".
aslında mehmed akif'in en nefret ettiğim özelliği hissetmeden yazmasıdır. anlam bütünlüğü kalmıyor zaman zaman.
misal; çanakkale şehitlerine yazdığı şiiri yazarken de yanılmıyorsam arabistan'da idi. yani ne çanakkale'yi ne de ülkenin herhangi şehrinin savaş halini görmüşlüğü yokken yazdı o şiiri. bu da yapmacık geliyor.
mısıroğlu'nun eleştirdiği de tam olarak budur. fazlasıyla kanıtlayabilirim isteyene.
işte böyle. yani bu yazarcığın mantığına göre ben hem istiklal marşına sahip çıkıyorum, hem de istiklal marşını eleştiren bir adamı ve sözlerini savunuyorum. dolayısı ile kendime ayar vermiş oluyorum. işte "bu taassup". bırak da okuduğun şiirin bir mısrasını seveyim, diğer mısrasını sevmeyeyim be aslan.