ben tip olarak mükemmel olmasa da iyi olan bir liseliyim.yani asosyal olmasam şimdiki liselilerin değimiyle ''çok kız kaldıracak'' adamım.7 yaşımdayken annemle babam ayrıldı ve her zaman için (babamla görüşmeme rağmen) evdeki eksikliği çektim.gerçi ayrılmaları bana daha yararlı oldu bir bakıma.çünkü (bugünkü asosyalliğimin altında da bu yatar) ayrılmasalardı büyük baskı altında yetişecektim.hatırlıyorumda babam çocukken herhangi bir yüksek sesle konuşmama veya şımarmama karşın anında tepki verirdi.neyse bunu geçelim.ilkokul yıllarımda spor konusunda kötü oynarım da arkadaşların gözünde küçük düşerim diye hiçbir zaman kendimi geliştiremedim ve ezilirdim.tek umudum iyi bir lisede kendi seviyemdeki insanlarla bir lise hayatı geçirmekti.ee nede olsa iyi bir lisedeki herkes benim gibi çekinik ve inek olacaktı değilmi?
değilmiş işte.liseye başladığımda gördümki hiç de umulduğu gibi değil.eskiden hep kafamda olan ''ammmaaan nasıl olsa yeni bir ortama gireceksin,bin tane kız var.çekinmeden istediğinle çıkarsın.zaten öyle havalı tipler de olmaz'' düşüncesi yerini hayal kırıklığına uğrattı.ama ilk senemde biraz uyum sağlamıştım aslında.hatta kızlarla da aram fena değildi.ilk defa bir kızın bana ''sen iyi birisin galiba'' dediğini hatırlıyorum.ama yine de asosyaldim.kime göre?onlara göre.liseye başladığım yıl (bana ilkokulda destek olan,diğerleri gibi beni ezmeyen ve hala haftada 3-4 kez görüştüğüm)
eski arkadaşlarımla internet kafelerde,guitar hero salonlarında takılır,bir de arasıra foruma giderdim.çünkü yeni bir çevreden her zaman korktum,çekindim.öyle ki ısrarlar sonucu açtığım fbook hesabıma resim bile koymuyordum.liseli bir ergen olarak, gördüğüm güzel kızların profillerine girer,işimi görür çıkardım.diğerleri gibi kendime güvenip selam yazmak aklıma bile gelmezdi.
2.sınıfa geçtiğimde yılın ilk zamanları dersaneden tanıdığım bir kız benimle yakından ilgileniyordu.yani ne bileyim ben hayatımda kızlarla doğru düzgün kızlarla konuşmayan benin yanına bir kız dersanenin ilk günlerinde gelip çat diye oturuyordu.ama daha sonra bu kızın (özür dilerim sözlük) tam bir orospu olduğunu ve tanıştığı yeni insanlara karşı bunu hep yaptığını duydum.hiç unutmuyorum bunu duyduğum gün haftasonu için halamlara gidiyordum,çünkü babam kolunun kırık olması sebebiyle orda kalıyordu.ve halamlarda uyandığım o sabah beynim tam anlamıyla boşluğa düşmüştü.hayatımda ilk defa hah bu sefer buldun oğlum dediğim bir kız çıkmıştı ama o da ellerimden gitti.o sıralar incisözlükte takılmaya başladım.hafta sonları boş vakitlerimde ilkokul tayfasıyla görüşüyor ve incide takılıyordum.ve son derece mutluydum.düşünsenize milyonlarca loser birarada *
tüm bunlardan yalnızca birkaç hafta sonra okul yarıyıl tatiline girdi ve ben tam anlamıyla devrim geçiriyordum.ilkokul tayfasından anılın ilde ilk 10a girdiğini gördükçe eski başarılı beni arıyordum.kendimi tam anlamıyla sorguya çekmiştim ve sonunda kararımı verdim.fazlasıya çalışıp eski ben olacaktım, böylece bu konulardan da oldukça uzaklaşacaktım.ve tam da umduğum gibi oldu.kısa zamanda notlarım tam anlamıyla 58-->85 olayına girmişti.kısa zamanda öğretmenlerin gözündeki itibarım artıyor ama bir yandan da sınıftan arkadaşlarım tarafından eziliyordum.bana sürekli ''bak ilerde pişman olacaksın,hayatını yaşa'' gibisinden şeyler söylüyorlardı.ama aldırmıyordum.ne de olsa onlar yalnızca benim zararımı istiyorlardı.yada ben kendimi kandırıyordum.
tüm bunların ardından yaz geldi,ilkokul tayfamdaki arkadaşlarımın 1-2 tanesi dışında hepsi yazlığa gitti ve ben bok gibi ortada kaldım.birşeylerin farkına varıyordum.zaten asosyalliğe eğilimi olan beni,inciszölük daha da asosyalleştirmişti(not:hala yan sekmede açık incisözlük.çünkü internette uludağ ve inciden başka takıldığım yer yok).üstelik eğlendirmiyordu da.sadece girip çıkıyordum.kendimi nr1 tvye ve fitnessa vermiştim.neredeyse her gün kendimi yiyordum ''benim niye kız arkadaşım yok,niye o kodumun apaçilerinin bile varda benim yok'' diye.tam anlamıyla çöküntüdeydim.son 2 yılımı insan gibi yaşayamayacağım zaten,ne olacak benim bu halim diye.en çok sinirimi bozan şey de arada sırada gittiğim cafelerdeki hatunlar tarafından kesilmeme rağmen tanınmayan bir insan olduğum için hala elde var sıfırdı.bütün yıl büyük emekler vererek, geceleri yarım yamalak uyuyarak elde ettiğim karneme bakınca mutsuzluğum daha da artıyordu.ve o sırada kendime inanamıyordum,birgün pişman olacağaım hiç aklıma gelmemişti.bu arada fake fb hesabımdan tanıştığım bir kızla konuşuyordum,yine büyük umutlar bağlamıştım.ama sonuç:yine loser.neyse bu konuya fazla girmeyeceğim.
ve şu günlerde yeni kararlar aldım sözlük,kendimi spora vereceğim,insanlara daha açık olacağım.ve en önemlisi de bir gün üniversiteye gittiğimde kafaya taktıklarımın çok anlamsız şeyler olduklarını görüp, ''keşke zamanında şunu da yapsaymışım nasıl olsa gelip geçici bir çevreymiş lisedeki,keşke ortalığın amına koysaymışım'' diyeceğimi bildiğimden dolayı elimden geldiğince ergence davranmaya karar verdim.
çünkü olgun olmak çok sıkıcı.en iyisi ergenliğinizi yaşayın.