islam'ın bütünlüğünü korumak için yapılmış bir uygulamadır ezanın orijinal halinde okunması. bakın arapça demiyorum, orijinal halinde diyorum. bir dilbilimci olarak şunu söyleyeyim : hiçbir dilden diğer dile yüzde yüz doğru çeviri yapılamaz. bu imkansızdır. en basitinden; ingilizcede "how are you doing?" dediğimizde bunu türkçeye "nasıl yapıyorsun?" diye mi çeviriyoruz? hayır tabi ki de. çeviri, yetenekli bir çevirmenin elinden çıkmazsa rezil bir hale dönüşür. yetenekli bir çevirmen de, iki dil arasındaki mesafeleri kısa etmek için yeteneğini kullanmak, yani kendinden katmak zorundadır. örneğin şiir çevirilerini şairlerden başka kimse yapamaz, yapmamalıdır. kur'an'ın da çok nesnel ve teknik bir kitap olduğunu söyleyemeyiz değil mi? ezan'ın nesnelliği de katiyen sözkonusu değildir, ezan resmi değil içten ve samimidir. ve bu denli sıcak bir metin, anlam kaybettirilmeden yahut yeni anlamlar kazandırılmadan çevrilemez, bu imkansızdır.
ekber'i nasıl çevireceksiniz? ulu kelimesi sönük kalır örneğin. çok yakın bir anlam kazandırırsınız, lakin bu anlam yüzde yüzü ifade etmediği için, yani arapça olmadığı için değil orijinali olmadığı için çevrilmesi sağlıklı olmaz. islam'ın bütünlüğü budur zaten; dünyanın her yerinde aynı namaz kılınır, aynı ezan okunur. müslüman müslümanın kardeşidir; birbirlerini anlamasa da aynı dili namaz esnasında konuşurlar. arapçayla alakası yok, islam endonezya'ya indirilseydi ortak dilimiz bahasa olacaktı. dil şovenizmine lüzum yoktur.
ezanın türkçe olarak okunduğu dönemde koca ezan türkçeye çevrildi de tek bir kelimesi çevrilmedi. o kelime ne biliyor musunuz?
--spoiler--
tanrı uludur, tanrı uludur.
bilirim, bildiririm ondan başka yoktur tapacak.
bilirim, bildiririm onun elçisidir muhammed. (s.a.v)
haydin namaza, haydin namaza.
haydin felaha*, haydin felaha*.
tanrı uludur, tanrı uludur, ondan başka yoktur tapacak.
--spoiler--
yahu allah kelimesi bile çevrilmiş tanrı yapılmış, felah kelimesi neden çevrilmedi?
hadi türkçeleşmiş, benimsenmiş diyelim, atıyorum kalem gibi kitap gibi bir kelime olmuş ondan çevrilmemiş. yahu siz hiç konuşurken "şükür felaha erdik" falan diyor musunuz? o dönem kullanılıyordu desek, yahu resul kelimesi elçiye dönüşmüş, şahadet ederim kalıbı bilirim bildiririme dönüşmüş, ilah kelimesi kullanılmamış bile; laf dolandırılarak tapmak fiiliyle ifade edilmiş anlatılmak istenen.
felah'ın anlamı nedir biliyor musunuz?
kurtuluş.
haydin kurtuluşa... haydin kurtuluşa...
neden çevrilmemiş felah kelimesi neden!
acaba millet kurtuluş kelimesinden etkilenip de camiye gelmesin diye olabilir mi?
düşünün birazcık, sizi daha kolay yönetmek için uydurulan resmi tarih yalanlarına ve beyninizi programlamak istedikleri resmi sistematik ideolojiye kanmayın. farklı olmaya çalışın, dogmalarınızdan arının. dünyada varolan her şeyin, her fikriyatın ve her şahsın yargılanabileceğini, yanlışlanabileceğini, eleştirilebileceğini unutmayın.
***
her ezan farklı makamda okunur. hepsinin de kendine has bir tınısı, bir müzikalitesi vardır. insanın yüreğine işleyen bir sesi vardır. mihmandarlığını yaptığım yabancı devlet bakanlarından biliyorum; ezanı ilk defa duyanlar o kadar etkileniyorlar ki. koca bakan yürümeyi kesiyor, ezan okunurken dikkat kesilip ezana kulak veriyor. sonra da hiç öyle bir planı olmamasına rağmen, belki bir toplantısı olmasına rağmen ve birazcık acele bile etmesi gerekirken bazı işlerinden feragat ediyor ve bir camimizin içini gezmek istiyor, ben de gidip gezdiriyorum. onu geçtim, 3 satır yazının türkçesini ezberlemek de hiç zor değildir.
***
uzun lafın kısası... boşverin bunları. ezan okunduğunda alnınızı secdeye götürmeye bakın.