chp'nin gayet mantıklı gerekçeler öne sürerek cumhurbaşkanının halkın seçmesinin sakıncalarını ortaya koyması demokrasi düşmanlığı oluyor da, seçmenin yüzde 25'inin oyunu alıp meclisin yüzde 65'ine hükmeden partinin başının diktatör edasıyla hiçbir uzlaşı arayışına girmeden abdullah gül'ü cumhurbaşkanı olarak tayin etmesi mi demokrasiye, halkın tercihlerine bağlılık oluyor acaba..
tipik akp'ye yakışır bu ajitasyon çabası parlamenter sistemin gerekliliklerinden, güçler ayrılığı ilkesinden habersiz cahil halk kitleleri üzerinde amacına ulaşabilir. tayyip erdoğan gibi cehaletini hitabet yeteneğini kullanarak kapatmaya çalışan güçlü bir hatibin bu tür çarpıtılmış sloganvari ifadelerden bir mağduriyet edebiyatı çıkarabileceğinden de eminim..
yasama ve yürütmeden sorumlu meclis ve hükümetin görev alanına bir de cumhurbaşkanının ortak olarak gelmesinin diktatörlüğe kadar yolunun olduğunu, bunun sakıncalarını takım tutar gibi parti tutan ve başkanının "sert bakması, karizmatik olması" gibi gerekçelerle o partiye oy veren bir kesime nasıl anlatacaksın..
böyle başa böyle tarak, yaraşır bize. tutar bu film..
bari filmin adı "istedim de vermediler" olsun tayyip'i de küçük emrah oynasın..