lucky strike içiyordu hacı o bulmuş hatta adı da o değil tabi zamanında. gözlerimle gördüm. yıl 1915 gene savaş alanındayız efkar sardı yakayım bi sigara dedim attım eli cebe, çıkardım paketi. bir de ne göreyim? sigaram bitmiş, uzattı kendininkini; "yak" dedi. öyle otoriter öyle kararlı söyledi ki. bana bakarken denizden mavi gözleri ışıl ışıl parlıyordu. gözleri öyle güzel öyle anlamlıydı ki. sanki "bana bak mis, ben çok şeyleri aşıcam, imkansızı başarıcam. aradan yıllar geçince 3-5 dangoz da benimle aklınca dalga geçicek beni küçültmeye çalışıcak ama umrumda değil. ne halleri varsa görsün sefiller. ne beni ne de benim gibi düşürenleri bitiremeyecekler. ben ilerde bursa'da bi nutuk atıp bunu da garantiye alıcam, zaten her türlü öngörü patlaması yaşıyorum ne desem çıkıyor, el verdiler bana. valla bak. fakat şimdi konumuz değil. al yak şundan bir tane de adamı hasta etme." der gibiydi. tereddüt bile etmeden çektim aldım. dedim "bu ne lan butonu var bunun?". buton dedim yalnız ona da dikkat tabii lan'ı da ona demedim derdim sigaraylaydı o an ne haddime, dedi "100 yıla kalmaz çok ünlü olacak bu." sonra ekledi "buton ne lan?! adam gibi türkçe konuş.". sustum.
