insan ve mal taşıyan bir otobüs firması olarak zerre sorumluluk bilincine sahip olmayan kuruluş.
cümle aleme ibret olması açısından başımdan geçenleri anlatayım.
Seyahatim sırasında benden önce inen bir yolcu benim valizimi kendi valizi diye alıyor. Muavin de ayakta uyuyormuş ki hiçbir şeyin farkına varmıyor. Otobüsten indiğimde valizimi bulamıyorum. Kaptan olayla ilgileneceğini, valizi bulup yollayacağını söylüyor. Valizimi başkasının aldığı ortada, ama kim olduğunu bilmiyoruz. Oysa benden önce inen yolcuların listesinden bu kişinin adı adresi bulunabilir ve süreç hızlandırılabilir. Bunun yerine istanbul seyahat yetkilileri oldukları yerde oturup valizimi alan kişinin geri getirmesini bekliyorlar. Bunu üzerine bir sürü telefon görüşmesi yapıyorum.
Yazıhanelerden bir kaçını arıyorum. Verdikleri numaralardan kimi yanlış , kimi ise düşmüyor. istanbul merkez yazıhanesinde konuştuğum kadın suratıma kapatıyor, ikinci arayışımda ise hiç açmıyor. Rezalet. En sonunda müdürlerine ulaşıyoruz, veryansın ediyoruz. Adamlar ancak öyle harekete geçiyorlar çünkü. Sonunda akılları biraz çalışıyor da, benimki ile karışan valizi açıp, sahibinin numarasını buluyorlar. Adam aranıyor, valizim bulunuyor. Bundan sonrası daha büyük rezalet.
Valizim, o sırada bulunduğum şehirden yolu geçen bir otobüse veriliyor. Yolcu indirdikleri sırada valizimi de terminale bırakacaklar. iyi, güzel. Sorun çözülmüş gibi. Öğlen gidip valizimi alacağım ben de. Gitmeden önce teyid etmek amaçlı istanbul seyahat'i arıyorum. Adamın bana verdiği cevap şu :
"O otobüsün orada inecek yolcusu yokmuş, sizin valiz şu an seferin son durağına gidiyor. Ama gece aynı yoldan geri dönecek. Dönerken bırakır, siz de yarın sabah alırsınız."
Nasıl ya? Nasıl yani! Bu ne sorumsuzluk, ne yüzsüzlük! Hemen başka yetkilileri arayıp, şikayet ediyorum. Valizimin en yakın zamanda getirilmesini istiyorum. Adamlarda cevap çok, bu sefer de şöyle diyorlar:
"Ama hanımefendi, siz de çok geç haber vermişsiniz, o araç garaja girdi bile. Daha erken olsa hemen yollardık geri ama böyle çok zor. Beklemeniz lazım."
"Nasıl olur" diyorum. "Valizim, bana gelmesi gerekirken sizin üşengeçliğiniz ve unutkanlığınız yüzünden başka bir şehire yollandı. Bunu bana sizin haber vermeniz gerekirdi, yapmadınız. Yine ben arayıp öğrendim. Size sorumluluklarınızı hatırlatmak zorunda değilim ki. Bir de zeytinyağı gibi su yüzüne çıkıyorsunuz."
Adam sinirleniyor. Ben daha çok sinirleniyorum. ilgileneceğini söyleyip, telefonu çat diye kapatıyor. Bütün eşyalarım valizimin içinde. Üç gündür evden dışarı adımımı atamıyorum. Araç benden 3-4 saat uzaklıkta küçük bir ilçede bekliyor, şoför uyuyormuş. Ulaşamıyorlar. Neyse sonra birileri arıyor beni, "Şimdi n'apalım?" diyorlar. Koskoca istanbul Seyahat'e ben mi söyleyeceğim ne yapacağını? Yine de söylüyorum:
"Ufak bir araçla önce şehir merkezine yollayın valizi. Oradan saat başı zilyon tane araç kalkıyor. Bunların bir çoğu benim bulunudğum ilin terminalinden geçiyor. Verin birine getirsinler. Siz turizm firması değil misiniz? Emrinizde bir sürü araç, bir sürü adam var. Nasıl bunu yapamazsınız?" diyorum.
Otobüsün şoförü, lütfeder gibi:
"Anlıyorum. Bakın bütün gece yolculuk ettim, uykusuzum. Ama yine de ilgileneceğim. Valizinizi bir şekilde ulaştıracağım. " diyor.
Aman efendim zahmet etmeyin. Valizimi karıştırdınız, başkasına verdiniz. Sonra bulup bana yollayacakken, beceremediniz, bambaşka bir ile gönderdiniz. Ulan neredeyse giyilecek donum yok. Üç gündür mahvolmuş durumdayım. Hala bana uykusuzluktan, yorgunluktan bahsediyorsunuz.
Bundan sonra benim istanbul Seyahat ile en ufak bir münasebetim zaten olamaz. Hiçbir güç beni böyle sorumsuz ve yüzsüz insanların arabasına binmeye zorlayamaz. Bilginiz olsun diye yazıyorum. Bu adamlara güvenip can ve mal emanet etmeden önce bir kez daha düşünün. Fena halde yanılıyor olabilirsiniz.